HAYDARPAŞA GAR OTELİ -3-
Uyku denen karanlık bir Mağradayım.
Tavanı Yorgan gibi çekmiş üstüme yam-yassı bir Rüyadayım. Mekanım Tekdüze. Ben Zengin, ben fakir, ben zayıf, ağır, hafif, dingin, ben genç-yaşlı, güçlü, aciz, kendisi, kendinin Efendisi. Kimse birşey beklemiyor benden. Beni, ben denen de ilgilendirmiyor burada. Kimseye Borcum yok, Hesap vermeye daha. Beni ben eden Kapris, İhtiras, uzlaşmazlıklar, kaçırılmış ve ulaşılmazlıklar da ilgilendirmiyor beni burada. Tutku, alışkanlık, düşünce, mantık da bağlamıyor beni orada. Ben, ben denen bu beceriksiz Yaratık, boyutsuz, sonsuz ve saçma bir Dünyada, bu Rüyada bam-başka biriyim artık. Birinci Bölüm Ç A M L I K Yer yine aynı; Haydarpaşa Kültür ve Sanayi Fuarı. Rüya aynı Rüya; Fuarda bir Sergi Konu; Tarihi Tren Müzesi, Çamlık. Dur hele Kara Zurna, sen hepten sapıttın artık! Bre Haydarpaşa burası, Selçuk İzmir-Aydın Karayolu arası! Bu Çamlık Tarihi Tren Müzesi de neyin nesi? Açıklayayım Mirim, Çamlık Selçuk’tadır bilirim. Kimisi oraya Mezarlık da der, görmediyseniz eğer, gidin görülmeye değer. Yada tıklayın İnternetle, Dijital gezin, Selamı ola bendenizin. Girişte bizi Karnı şişman ve yuvar, paslı ve hantal, bir çift Rayda duran Kara Tren karşılar. Eski bir Lokomativ yani. İster çık-gör içini, ister Kol-Dümen oyna, ister Fotoğraf çek-çektir, istersende çal Çan; Dan-diki dan,dan! İlkin Kara Tren, ardı Kömür Deposu, sonra ikinci Mevki Kompartıman Çay-Kahve Bahçesi ve Yemekli Vagonu. oturmuş Ziyaretçiler seyrediyor bu Oyunu. İkinci Bölüm; Mini Katar Katarın Adı; Vatan, Makinisti; Teknisyen Hasan Karabasan. Bu Makinist Hasan İhtisastayken birgün Viyana’da bu mini Katarı görmüş, Fotoğrafını çekmiş, Gece-Gündüz düşünmüş, Planlarını çizmiş ve demiş ki; "- Çocuk-sa-Çocuk, Tren Garı, Eğlence Parkı, Fuar, nice mutlu insanlar bizdede var! Bizde olmayanı yalnızca; bu Oturaklı Vagon, bu arkalıksız Tabure, bu 4 Teker Atlı-Karınca, bu çift Rayda dolana-dönen Dolap, bu Tahta-At gibi üstüne oturulan sıra-sıra Vagonlar, Vagonları çeken mini Katar!" demiş, gelmiş, yapmış bir-e-bir aynısını Paydos, Hafta Sonu, Tatilde Cer Atölyesinde. O Dizleri çekik Karnına, At gibi binmiş Mini Katarın Sırtına, uzun Bacakları açık yanda, Sağlı-sollu Gaz, Fren Pedalında Ayakları, Pabuçları Beykoz, koyu mavi yerli Karamürsel Uniforma, Kasketi desen; Yeni, kısa kesik Siperli Boynunda Demir Yolu Amblemli Gravat, beyaz Kolalı Yaka, Makiniste bir hava, Makiniste bir Caka, Barboros Hayrettin sanki! Kasıldım-çatlayacak. Önü Ocak, Kömür atıyor. Kazan kaynatıyor Suyu, Düdüklü Tencere gibi. Buhar olmuş İslim sığamıyor Kabına, itiyor Pistonu, Tekere kadar, gidiyor katar; "- Sıkı tutunun Çocuklar, Eller önde, Basamak üstüne Bacaklar!" diyor, Nohutlu, Plastik Düdüğünü üfleyip-öttürüyor, alkışlayıp-gülüyor Çocuklar. Vatan hamle yapıyor bir-ileri, bir geri. Makinist Hasan uzun Pergel Bacaklarıyla Pisiklet gibi iki yanlı, tepiyor Tabanı itiyor mini Katarı. Kımıldayıp, hızlanıyor Vatan. Makinist Hasan Çalıyor Çan; Dan, dan-dan! Neşeyle çuflayıp Yol alıyor, Daire dolanıyor. Üçüncü Bölüm; Sergi. Ortada kocaman bir Masa, üstü Cam, Cemekanı kapalı, komandolu 4 Yanı, içi çeşit Model minyatür Tiren; dur-yavaş-kavşak Dikkat Levhaları, Dağ-Tünel geçit veren kırmızı, yeşil, sarı Kontrol-İşaret Lambaları, Göl, Orman, Tarla, Değirmen, ve şirin İstasyonlarıyla Evler, Komandolu 4 Yanı minik Makinist Eller. Dördüncü Bölüm; Hangar. Kapı önünde Sergideki kadar İnsan var. Bu sabırlı Kalabalık yavaşça Hangarın Giriş Kapısına doğru ilerliyor. Karşıdan gelen kimse olmadığına göre, herhalde Çıkış başka bir Yerde. İnsanların bu sakin, uyumlu ve dinlendirici Gidişi ile, bizde Şiir Tarzını değiştirerek, Kafiyesiz-Hecesiz, vurgusuz ve şaşırtmasız bir Anlatımla Kalabalığa eşlik edeceğiz. Daha doğrusu; Anlatımı düzleştirerek, Kalabalığa Ayak uyduracağız.(*) Ben şirin Martıları, önü Dost Dalgaları, Dalgakıranı, Yosunlaşmış yaşlı Dubaları, İsli-pisli kalın Halat ve Babaları, İskelesi, Gişesi, Rıhtım Kahvesi ve Büfesi ile Haydarpaşa, eski Ana Gar. Analar doğurur, büyütür, bakar. Bazen Nankör olur Çocuklar! (*) Digital Sayfamda "Hikayelerim" Bölümündeki "HANGAR" Hikayesinde; Tamir, Bakım, Marangozhane, Makina ve Döküm atölyelerini gezebilirsiniz. |
başarılar dilerim