AŞKIMI GÖNLÜME DİKTİM!
AŞKINI GÖNLÜME DİKTİM..
Toz kum içinde eli yüzü kirli bir çocuk gibi gökyüzü Ve.. bulutlar kaplamış dağları ara sıra güneş gösteriyor yüzünü martılar oynaşıyor akşam üzeri Aşk bir yağmur bulutunun ucunda gözleri buğulu bir çocuk Derin bir matemde un ufak yıllar mı soğuttu içimdeki yangını Ağlayacağım dokunsan serçe parmağımı Yoksul bir karanlık var içimde köpüren denizler Her sabah bırakır kıyılarını ayak izlerini içinde hapsolmuş mutluluklar deniz kabuklarını ve yıldızlarını bütün mutlulukları katlayıp al sarmala yüreğinin içine Yaraları sabırla ve gönülden kaderci ipleri ile yeniden dikmek ulamak güler yüzlü bir gülüşte düşman bakışlı göz bebeklerinde derinliği ölçülmesin diye sevinçten yoksun bir akşam! Yağmurun çisentisinde iki küçük buğday tanesi aşkın aşkın izini bırakır alçaktan uçan kuşları iki kayanın arasından batıyor güneş kapatıyor yönü inişe geçmiş bir dere öz suyu akar eriyen kar’ların bırakmaz toprak ananın yakasına Ben seni bir senfoni eşliğinde avuçlarına gül bıraktım her bahar mevsimler değişirken kara bir gölgeden sonra maviliklere gönül meyleydi ki aşkını gönlüme diktim kırk yamadan Sıcaktı yanardağların ağzı düştü gönlümün üstüne bir yağmur zerresi evvelce aldırmazdım güneşi kıskanmazdım bir mayıs ikindisi ölümsüzlük iksiri mi gençlik mi beni bu mevsimler mahfetti... Nurten Ak Aygen 22.05.2015 |