suyun rengine karışan akşamla adı koyulmamış şiirler düştü yalnızlığa duvarda gezinen tanımlanmamış tasvirler saatin, kenti hüzün geçtiğine hükümdür artık
...
saklı hüznün coğrafyasız kalışı bu rüzgar sürgünlere çarpa, çarpa bilendiğim sahipsizlik iç ülkemin nehirlerine düşen eylüllerdir
yol üstü lokantalarına uğradığım irin yolculukta gözlerimden düşen otobüsler kadar ağır düşlerim yamalı asfaltların göçük yerlerine dolmuş geceyle bayat intiharlar yazdığım şiirler karalıyorum hayata
geride toprağı özlem olarak bırakılmış en fazla ölü bir ayrılığım şimdi çürümüş anılar vururken pencere camına tarifi acı bağımlılığı gölge susları kaldı kendime
ve işgal başladı yüz ölçümü sınırsız kederlerle hudutlu yarınlara mülteci oluyorum..
bir benmiyim uzaklara kirpiklerinde ıslak tarlalarla bakan düşleyemedim babamdan kalma bir çocukluğum vardı onuda haziranda kaybettim sayamadım kaç yaşında dünya yitik iklimler adına hep aldığım soluğun bir yerinde tıkandı hayallerim ağır başlı şarkılar içinde yıldız tozlu ağıtları suladım ve susadım görmediğim denizin tuzuna ölemedim ihtimaller medcezir alışkanlıklar ahraz yoksulluğumdu toprağın göğsüne uzandığım o bayat intihar girişimlerimi beceremedim yaşadım aslında ölü olduğum gerçeğin çığlığında
halbuki nede çok severim cümlelerin içinde yaşamayı tekil bir varsayımın sevgilisiyle sarılmayı ıhlamur çiçeklerinin kokusuna dünyanın en uzak soluklarında aramayı ne çok severim özgürlüğü paylaşmayı ekmek buğusunda hayatı çocukların dönme dolap lisanlarında doğayı kavramayı halbuki ne çok hayaller anımsarım bir kadının doğurgan hüznünde o hüzünler sağılırken kirpik ucu tuz birikimlerinde ellerine ne çok severim bir anne sesiyle sarılmayı..
kaçıncı hissetmem kaçıncı arayışım kendimi bilmiyorum bir düşün sabahına serilen sarı sıcakta adımlıyorum baharı zıvanadan çıkan bütün ihmallerimi koyarak cebime o çok meçhul sevdalara bakıyorum yalandan
...
içimdeki denizin atları koşuyor sandım ve dinlediğim kabuktan seslere karıştı gece ben irkildim uyku irkildi ben uyku oldum uyku beni istemedi..!..dip not yaralar..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
PUSU KURAN HÜZÜN ŞİİRİ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
PUSU KURAN HÜZÜN ŞİİRİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
uykudan uyanmak değil bizi ürküten şiir çocuk.bir daha aynı rüyayı görememek korkutur insanı...hayallerin teğet geçtiği iklime sapınca yürekler tek çiçek açmaz avuçlarda biriken umutlarla...
ve yaşamak diyorum, anın gölgesinde soluk almak kadar....
Yırtılabilseydi kederler gidip bir şiirin omzuna yaslanmazdı... Her sokak denize bakmıyor...Her çocuk düşlerinde gülümseyemiyor... Bağdaş kurup oturmuşsa hüzünler alacaklı gibi imkanı yok bir düşümüzü almadan kalkmıyor... Sonrası uykusuzluk sonrası gözbebeğinden büyük damlalar... Muhteşemdi... Şiir ve seçkiniz... Saygılarımla...
Acımasız hayat hep pusu kurmakta düşlerimize. Kimimizi anadan, kimimizi babadan yoksun bırakır Hayatımızı zından misali karardır Kimimizi düşlerini alır elimizden kimimizin hayallerini,özlemlerini. Ne olursa olsun yinede yaşamla savaş emellere ulaşma çabası güzel be Bülent Hoşça kal koca yürek sevgimlesin
ve yaşamak diyorum, anın gölgesinde soluk almak kadar....
tebrik ederim...
selam ve saygılarımla...