SATILIK ŞEHİRLER
Niyet tavşanlarını fark etmiyorduk artık
Ardında insanlar durur Fark etmiyorduk yüzlerini ve toplamsız hayatlarını taşıyan kimsiz ellerini Şehirler ki akrebin yorgun kolları eşliğinde Hummalı bir nedensizlikler keyfiyetinde akıyordu Ömürlerimizin kalpsizliğinden Kulak kesiliyordu herkes dışarının söylediklerine Kim Kime, Ne demişler Ne derler Ve orta yerinde sokaktan cehennemlerin Nice serkeş zaferin hengamesini misafir ediyordu Asık yüzlü evler öylesine mecburen Evler ah evler Evler kimi gizler Evler neden böyle dışarıdan güçlü,içeriden gamı derinden Ya sırtıma çöreklenen sızı hangi faili meçhul evden Senin yüzünü örten o keyfe keder gülüş Hangi evin gölgesini hep besler Şehirler alıp satıyorum gözlerinizin derininden En bakmadığınız yerlerinden Kedere gömdüğünüz kana doygun,ölüme aç Tapusu en tepeden tastikli şehirler,kendine inkar Evler alıp satıyorum hiç biriniz fark etmeden Koşup bir zamansızlıktan başka bir mecraya Kayıp çocuklukar topluyorum bir bir savruk geçmişlerinizden. Biraz aşk biraz gülüş biraz dokunuş ekliyorum her birine yeniden... Süsleyip püsleyip müfredat dışı ekliyorum derslere Ki çocuklar korkmasın diye biz gibi aslı yitik,fotokopi büyümekten Niyet tavşanlarını fark edemezdik Bitk Toplamı sıfıra vuran eylemler Kader diye giydirilmiş şefffaf kefenden Göremezdik ardında duranları Ki zaten Niyetsizdik bildiğimizden Yaşıyorduk Öylesine önsüz ve sonsuz gibi meğer hercaiden Ezberden Çoğu bilmeden Evler satılıktır şimdi Sokaktan cehennemlerimizin köşe başlarını tutan yerinden Satılıktır şimdi unuttuğumuz Geçmişini gömdüğümüz keder arsızı şehirler Yok mu alan Ömür verseniz yeter... Saadet Yıldırım |