TOZ OLAYIMIssız ada gibi insanlar anlaşılmaz kiminin içi dışında kimiyle dertler paylaşılmaz şaşıyorum her gün biraz daha fazla kimi gelecek arar bakla falında ben nazlı denizleri severim uysal rüzgarları yırtılsada hayat tuttuğumuz yerden farz olmuş sanki yuvarlanıp gitmek üzerimize kader misali Sallanıyor ceviz ağacının dalları kimyası anlaşılmayan toprak bir sürgünkü yüreğim ne mümkün su üstüne iz bırakmak uzaklarda maviler kararıyor taze bulutlar beyaz nazlı fakir bir ikindi atılıyor günden pamuk gibi tınaz tınaz çoçuk sesleri geliyor parktan top sesleri çoçuklar öfkelerini boşaltıyor ağız dolusu küfür yüzünde gülümsemeler toz toprağa karışıyor el ayak kır pas paslanmamış küçük yüreklerde kin ve nefret yanaşmaz doyulmuyor oynanan oyunlarındaki haz geri döndüler leylekler uçuyor tek kanat olmuş sürüler sıradan bir gün tılsmında sıcaklık gülüyor gözlerinin içi kaygısız dolaşıyor karşı duvarın dibinde uyuz bir kedi ağaçlar mutlu kısa kollu giyinmiş oğlan çoçukları bir serçe balkonun kenarında bana bakıyor anten demirinde ürkek ve ne sevimli ürkek ve kırılgan insanları sen daha hiç tanımamışsın şimdiki insanlar insan değil dost satıyorlar arkasından kuyusunu kazıyorlar birine ayrı diğelerine ayrı yüz bakıyorlar sarmaş dolaş ayakları dolaşan sorhoş gibi yanıp dönüyor sözleri söz değil rüzgar beklemeden dönen fırıldak gibi dönüyor üç aşağı beş yukarı seyreyle karlı dağları eriyip gideceksin bir gün tepelerden aşağı ekmek derdinde bir serçe bulutun ucunda yağmur bazen diyorum ki çiçeklerin dalında yeşil yaprak yaprak üstünde ince bir toz olayım ama olmuyor.. Nurten Ak Aygen 29.04.2015 |