HANGİ MEVSİMİN YAĞMURUSUN
Duydum ki mutsuzmuşsun gittiğin yerde
Seni bir çiçek gibi kopardılar yüreğimden Hazin bir vedaya avuç açmıştı ellerim gel diyen duaya değil Bak bir akşam güneşi gibi batıyorsun şimdi gözlerimden Oysa bir annenin yavrusuna duyduğu şevkatle sevmiştim seni Karşılıksızdı hislerim menfaat beklemiyordum Şu buz tutmuş duvarların dili olsada anlatsa neler çektiğimi Şu tahta masanın şu ateşi sönmüş ocağın Ahh ahh... Sende pişmansın biliyorum Oysa tek bir sözcük yeterdi sonsuz mutluluğa Yol ayrımlarından ayrılmazdı yolumuz Gitmezdik bilmediğimiz meçhul yollara Duyuyorum ne yazık ki seninde sabahları zor ettiğini Huzurlu bir güne göz açmadığını duyuyorum Ne olurdu sevseydin sende biraz olsun ikimizi Şimdi hem kendini yaktın hem de beni Artık imkansız senle olacak güzel günler Avutuyorum hep kendimi bir düş gördü diye gözlerim Nasıl bir veda bu bu nasıl bir son bu nasıl bir gidiş Yokmu hiçbir sözün tükendi mi kelimelerin Yazık ki sarardı gençliğimiz bak artık yaprak döküyoruz Sessiz bir vedaya mı yelken açtı gemimiz Tüm sevmelerim sendin benim Sende kullandım bütün sevişlerimi Sana adanmıştı ömür dediğim Yalnız sana göre çizdirmiştim kaderimi Ne yazık ki hüzünlü bitişlerim oldun vedasız gitmelerim Farkındayım görüyorum artık sende yorgunsun Sen benim özlemim oldun bende senin pişmanlığın Söyle şimdi hangi mevsimin yağmurusun SEDAT KESİM |