Paslı Akşamlar
Akşamın kokusu siner avuçlarıma,
Sonbahar devrederken kışa bu hissiz, paslı akşamları Kandilleri sönmüş sokaklarımın, Ay karaya mı çalmış çehresini? Ve ben, gel gör ki bu beyhude anı yaşamaktayım Rüzgar taşır dalların küskün yankısını, Her adımda büyüten akşamın sancısını. Bir köşe başında unutulmuş bir gölge, Sarı bir yaprak gibi dökülür sessizce. Zaman, ağır aksak yürür üstüme, Kırık bir sandalye gibi çöker içime. Ufkun kızıllığına karışır karanlık, Bir masal biter, düş kalır geriye Ve işte, bu paslı akşamlarda yaşlanır Kırık bir aynanın gölgesi düşer üstüme Her nefeste biraz daha uzaklaşır, Gün batımında solan bir çiçeğin izleriyle Sedat Kesim |