TATLIMŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Zarafet ister şiir yazmak, emek ister. Ben şiirlerimi içimden geldiği gibi, duygularıma gem vurmadan yazarım. Kalemim değil, kalbim yazar.
Fotoğraf : Nisan 2015- Antalya-Kemer-Göynük, Queen Elizabeth Hoteli’nin bulunduğu cadde. TATLIM Adını her duyduğumda, Ayaklarım birbirine dolanır durur da, Dağ, bayır aşağı değil, düz yolda düşerim, Nur yüzlü bir derviş ararım, Yardım etsin, ama nafile, Demirden kazıklar çakılır, Prangalar vurulur ayaklarıma, Kalkamam yerden, Olduğum yerde secde ederim, Al işte, abdestim de yok, Şimdi ne olacak halim? Bu senden kaçıncı kaçışlarım, Zifiri gecelerde kaçıncı yok oluşlarım, Bak yine aklıma şeytanlık geldi, Bu kez günahına ben gireyim, ödeşelim. Millet evine köyüne girince gel, Caddeler sokaklar tenhalaşınca gel, Siyahlar içinde gel, Dikkat et ama, ay ışımasın, Karanlıklar içinde gel, Laf söz olmasın sonra, Kimse ikimizi görmesin. Yine yağışlı havada gel, Yağan yağmura terin bulaşsın, Ver ellerini bana, içim ısınsın, Avuçlarımda mis kokunu duyayım, Çevir bana başını, gözlerine bakayım, Biraz da utanayım, Terlemekten yorulayım. Hayali bile ne hoş, ne tatlı, Yağmur tatlı, sen tatlı, Arı tatlı, bal tatlı, Sen baldan daha tatlı, Seninle yaşam tatlı, doğa tatlı, Kuşlar, kelebekler, çiçekler tatlı. Haydi yine oturalım parktaki bir banka, Kimseler sokulmasın yanımıza, Gözlerden ırak olalım, Tut elimi, sımsıkı tut, bırakma, Çek kendine beni, başımı göğsüne koy, Bir bebeği sevip okşar gibi, Hatta kundaklar gibi, Beni sıkıca sar, Tatlı tatlı öp beni, Tadın kanıma bulaşsın. İşte ben, tatlı tatlı bunları hayâl ederken, Seni düşünmek bile benim için ödüldür, Delice sevişmelerimiz aklıma her gelişinde, Aç bir kurt olur adamlıktan çıkarım, Heyecandan kalbimin ritmi bozulur, İğnesi takılan plak gibi kekelerim, Konuşamam, gözlerinde tutuklu kalırım, Yine günaha girerim, Zamanlı zamansız sen de girme rüyalarıma. Biliyorum tatlım, yatacak yerim yok benim, Senin yanından başka, O an tap tatlı bir kaşıntı başlar bende, Nasıl izah edilir ki, sana sımsıkı sarılmak gibi, Ellerimi beline dolamak gibi, Delice dudaklarından öpmek gibi, Saçlarını, tenini koklamak gibi, Gözlerinde kendimi kaybetmek gibi, Aşk iksirinden içer gibi, Kafayı bulmuş gibi, Yani tatlım, sözün kısası, Anlatılmaz o anlar, yaşanır, Bir kene gibi yapışayım sana, Bak, kokun da, tadın da bulaştı bana, Ama söz ver tatlım, Beni hep seveceksin değil mi? Hem bak, herkesi öpemem, Dudaklarıma ağırlık olur, Çile olur, ıstırap olur, Görmem senden başkasını, Gözlerine ihanet olur, Seni en çok ben seviyorum, Bırakmam kimselere, Sana en çok ben aşığım, Hatta en çok da ben yakıştım, İnanmıyorsan, koy resimlerimizi yan yana, Tatlı tatlı ikimizi seyret, Yine inanmadınsa bana, Gül geç tatlı şey, ne kaybedersin? Ben seni sevmiş olmakla zaten zenginim, Düşünmekle de fakirleşmem ki. Vecdi Murat SOYDAN (Yaşanmamış Aşkların Şairi) 27 Nisan 2015-Isparta |
Kaleminiz kavi ve gönlünüz şen olsun...
......................................................Saygı ve selamlar..