FARABİ
Kuru bir gürültü gibi
kim vurduya giden hayatlar ekmeğimi banmışım ben acıya suyumu katık etmişim kimsesizliğin demlendiği sebebsiz acıları görmüş geçirmiş i k i g ö z ü m ne özgürlüğü tattık ne tutsaklığı adamakıllı alıştık bilmedik törpülendik bizi adam etmedi zihniyetteki b u y o k s u l l u k yaşamak ah yaşamak iki taşın arasında bir karınca misali toprağı tekmeleyerek ufalanmışım yuvarlanmışım ilmeği kendi ellerimizle geçirdik boynumuza şikayet dildedir yumruğu sağ gösterip sol vurur uğruna can verdiğin sevdiklerin Böylemi olmalı insan ihtimaller üstünde yolsuz yolcusuz sonsuz yolculuğun tiğnetinde neye baksan farabi El yerine koy git elleri sevindir nereye baksam kırık bir gönül nereye gitsem bir sitem ama yine de şikayet dildedir kendinedir seven sevdiğinde vücut bulur Ocağı yakarsın çaktığın kipritten barut kokusu gelir hiç aklımda yoktu söylediklerin girip çıkıyorsun kapılardan inip çıkıyorsun merdivenlerden basamaklar dar bir tren yolculuğunda sallanıyor hayat bir salıncak üstüne bastığın t o p r a k ne gittiğin yer ne de kaldığın bir varmış zaman bir kaçış an her nereye baksam darmadağın bir vatan isterim göğsünde ana gibi rahat u y u y a c a ğ ı m.. Nurten Ak Aygen 22.04.2015 |