VEDANIN PENCERESİ AŞINIRdüşün ki parmak izlerinden kirlenmiş bir pencere gidene el sallanırken çalınan tüm hayaller aralık bırakılan yerlerden uçup gitmiş ve ben nedamet düşmüş gözlerle sadece seyretmişim ardını. fakir düşen gönlümün tüm çabası bir lokma sevgi iken avuçlarıma yalnızlık şarkıları düşmüş başıma taç edip sana göndermişim padişahı sensin gönlümün deyip kapıdan çevrileceğini bile bile reddedilmek ne gariptir bir duvar dibine biçare diz çökmek gelen geçen ayakların sesleri sokak lambalarının ışıklarına yansırken suçsuz bir geceye tüm günahları yüklemişim sevaplar sana kalmış. yaşlanmayan biçare ruhum bedene yaslanan acıları gördükçe poyraz yemiş nazlı çiçek gibi bir o yana bir bu yana sallanırken aşk sarhoşu günler çöreklenmiş acının çapaklaştırdığı gözlerime. düşünsene koskoca asırlık bir çınarın yorgun dallarının toprağa duyduğu özlemi başı göğe değen sayılı günlerin nasıl da zamana sürtünerek geçtiğini ve kof çıkan aşkın hüsran perdesini yüzüme kapattığını. vedanın huzmesi bedenimi yakarken ben hala penceremin aşınan yerlerini ellerimle tıkama çabasındayım. ve düşünsene çabalarımın nasıl da sonuçsuz kaldığını. Ayvazım DENİZ |