BIRAK DAĞINIK KALSINhoş geldin yabancı gönül evime otur şöyle bir köşeye biraz dağınık ortalık kusura bakma elinle süpür at koltuğun üzerindeki anı kırıntılarını varsın dökülsün yere basarlar diye korkma günahı çoktan alındı onların. biraz bekle de perdeleri açayım uzun zamandır güneş küs bu eve pencereleri kirli sanma silsem de acı lekeler kalmış çıkmıyor ama güneş de artık uğramıyor yabancı ayağını kesti benden. olsun.. en çok yağmurlarla arkadaşım bu aralar o beni anlıyor ben de onu dinliyor beni be yabancı öyle kulak arkası yapmıyor ha harbiden ince ince çiseliyor üzerime anlattıkça onu ıslak bir Nisan sabahının anlamını en çok o biliyor ne de olsa benim kadar yalnız benim kadar kaçılır kendisinden bir korunağa saklanılır o sakin sakin dökülür bulutlardan biliyor biliyor ve anlıyor be yabancı. hay Allah duvarların da kusuruna bakma ne olur her tarafı çentik dolu gün saymaktan kendime çıkmayı yasakladığımdan beri ha hapishane ha burası farkı yok yani çentiklere kanıp da kısa süreli sanma ha müeebbet yedim bu sevdadan. ne çok acı kokuyor içerisi değil mi ama kızma bana pencerelerimi açtığımda denizin kokusu giriyor odama ve onun kahrolası gözleri çocuklar gibi şen sarılırdı bana deniz şarkı söylerdi arsızca bir martının göğsü gelir us/uma taş sektirirken kana bulanan kendi göğsümü saklamam o yüzden o yüzdendir hep boğazlı siyah kazak giymem yaralarım görünür acırlar diye korkuyorum. şeytan diyor bırak dağınık kalsın ortalık bir dejavu sanki hayat topladıkça eski dağınık halinden beter hale dönüyor. gel şu tahta masanın başına çökelim bir ayağı kırık sandalyeye ben otururum alışkınım kırık yerlerimden düşmeye zaten iki kadeh var bende biri benim biri gidenindi kalıcıysan alış artık bu hallerime tam cümleler bekleme benden hep yarım kaldığımdandır üstü kapalı yarım cümlelerim. ama dağınıklıktan şikayetçiysen kapı orda yabancı fazla şikayete tahammülüm yok al selamını usulca çek kapıyı ardından. Ayvazım DENİZ |