0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2069
Okunma
Çanlar mı çaldı yoksa duyduğum nedir?
Tellalın bağırdığı sevmek midir nefret mi?
Vefalı gözbebekleri seni beklemektedir
Şaşırmış suskun dağlar, ağlasak mı gülsek mi?
Ahvalimden haberdar şu sırdaşım dalgalar
Bu garibin çığlığı çığ yaratır yürekte
İpeksi bir kefen gibi dört yanımı sarsalar
Biliyorsan dinle beni bilmiyorsan ses etme
Gerek midir üstüne çizgi şu kaba harfin
Hala dinlemekteysen seviyorsun ya belli
ufuksuz denizcinin ümitvar gözlerisin
Yazdığım yüz tane şiir bilemedin yüz elli
Limanda gezen sarhoş martılara sor beni
Alacağın cevaptır yosun tutmayan yara
Hasret sıkar boğazımı kemiklidir elleri
Günyüzü mü gördü gözüm sevdiğinden bu yana
Arsızdır şu tahta kalem söyler hep utanmadan
Sapılmamış yolların çıkmaz sokaklarıyım
Yetiş! Aşkımın tohumu kan ile sulanmadan
Bakire bir ahunun ıslak dudaklarıyım
Okşanmadı saçlarım hiç yıldızların altında
Rüzgarlar fısıldamadı hayırsız bir zemzeme
Seviyorum yanmayı tutuşsam dahi kalsa
Bendeki eza kadar dudaklarında hande
Rikkat ile kımıldayan dudakların kaynağı
Canıma can katan berrak ab-ı hayatın
Kokmadan karşılarım onunla sekaratı
Sonra devrilir elim avcuna karanlığın
Harlanmamış bir tutam tütündür dizelerim
Bir zerre ateş yeter yüreğini yakmaya
Sessizce atar kalbim ben gürültü’n dinlerim
Deryalar mürekkebim ne lüzum var hokkaya
Asırlar geçer elimden kar yağar şakaklara
Elmacıklar hüzünlü kırışıklıklar saçar
Yazsam adını büyükçe huysuz kaldırımlara
Otursam da öpüşsek diyor kitapta yazar
Naçar yetim bir şair aşkını yineledi
Senin için ilahem takmam yaratıkları
Adını ağzına alan bir çukurda inledi
Sana şiir yazanların kırılsın parmakları
Samet Naci Güler
5.0
100% (1)