çağırmadım soğuk bir karanın en umarsız yerinde ellerim yüreğime kapalı konuşuyorum sadece ecele bir tek yarın kaldı herkes için dur ve koridorun başından uzat yüreğini anımsadığın gölgeleri görecek kadar kabaracak aklın
ben seni çağırmadım sakın eteğine doldurup mahcup ayrılığı kabuk değiştirerek yalandan terketme olduğun anıyı pencereden sarkan göğün mavisinde gör kendini öylece bekle sakın çocukları uyandırma bir güz sonu rüyasında kendinden uzak bir mevsimin arifesinde saklan ne olur korkutma beni
gemiler gönderiyorum güvertelerinde okyanus rengi aşklar var gözlerinden akarken martı ayazı çığlıklar sen sadece bir düşün bağımsız durağında çıplak bir acı büyüt gelip geçen beyazbulutlar göreceksin caddenin gökyüzünde soluna ince bir ipek gibi dokunursa yağmur saçlarından taradığın buğdayları serpebilirsin kaldırımlara
elinde iki güvercin olan kendin geçebilir deli göz bebeklerinden avuntusuz bir şarkıyı mırıldan ve hiç bir tepkiyle eğilme kendine göreceksin güvercinler ölüyorken avuçlarının içinde sen en ıssız ruhun sahibi olarak şehrin en acınası bedeninde ölüyor olacaksın
kendime dönüyorum son tren mağlubiyet mevsimini alarak gidiyor kışın megaloman suretinde çizebilirim artık yalnızlığı görmediğim uzakları dinlemediğim öyküleri ve yaşamadığım aşkları denizin kirli yeşiline resmedebilirim
yaralı cümlelerden bir şiir yazsam şehrin tepelerine her geçen yabancı resimlerin gözlerinde okusa onları kış en şiddetsiz şarkısıyla geliyor notalar suskun, aralık daha gözlerinden silmemiş acıyı dönüyorum kendime rutubet toprağına işlemiş bu kentin ve bir anda yağmur tıklayarak penceremde merhaba diyor karşı çatının üzerine demirleyen martılar güvercinler kargalar ve onlardan korkarak saklanan serçeler yıkanıyor son acı yağmurlarında gökyüzünün gri tonlu arkadaşları şehrin her yerinde ve ıslak toprak havalandırıyor ruhumu
unutkan hayat elini uzatırmısın sadece biraz anılarımla sohbet etmek istedi içimdeki çocuk sen dokunursan daha vicdanlı olur fotoğraflardan kalan hatıralar unutkan olman mühim değil sen içimdeki çocuğa ayılt uyku halindeki unuttuklarımı gerisini boşlukta ağrıyan kendim çözecektir sen sadece aklını yitiren benliğime bir umut ver herşey kendiliğinden büyüyecektir
şimdi geceden kalma arafda aklım fikrim sen diye bir roman yazacağım ama sen gelmeden ölmem gereken bir hayatın adına ve sen olmadan üşüdüğüm iklimin her soğuk sesinde bir harf düşecek sayfaların boş yerine aslında sen hep olacaksın ama ben çekildiğim zamanbulutların ardına yalnızca bir gölgem kalacak artık bilmediğim onca senli hayalin bensiz bir yerinde hatırlayacaksın beni yani olmadığım bir kavramda olmayan ruhuma koşacaksın..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
SÜRGÜN şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SÜRGÜN şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
kendine sürgün şairin büyülü ayrılık resmi...çok duygulandım severek okudum içim acıdı, derin bir sızı bıraktın bahar yağmurları silemedi yüzümdeki hüznü. mükemmel bir eser arkadaşım..tebrik ederim
ayşe gören tarafından 4/6/2015 11:46:43 AM zamanında düzenlenmiştir.
İnadına simsiyahın içinden geçmeli şair. İçimizde çakılı kışa inat. Üşüyen ruhumuzla laboratuvar dolusu anılarla ve çocukluğumuzun yazında göç etmeyen kuşların sesiyle... İnadına ıslanmalı sağanak yağmurun altında.... Çökse de damağımız öfkeli sözcüklerin ağırlığından bilsek ki bütün yollar aynı çukura çıkıyor yarı uykuluda olsa gözü kapalı intihara gitsek te bir avuç Ay’ın görülmeyen yanından çalınacak mavi... Gri bulutları dağıtacak şarkı ya da bir nefes var. Kaçırılmış trenlerin sesini duymalı... Bir kere daha gelir mi deme... Gelir içimizin istasyonundan kalkalı epey bir zaman oldu sanki... Sevda sürgün olmamalı. Ruh geç kalınmış lığın ötesinde çocukluğun en masum en saf haliyle merhaba der yağmur kokulu toprağa... Bilirim en uzun yol insanın kendine gidişidir. O dar koridorlardan nefessiz geçişi. Kendime defalarca döndüğümde anladım….
Sevdanın hüzne döndüğü zamanlarda şiirden başka gideceği yer sığınağı yoktur insanın. Bırakın ıslansın sözcükler. Nasıl olsa geri dönüş biletini o sözcükler saklar… Sonsuz kutluyorum...Saygılarımla…
gerisini boşlukta ağrıyan kendim çözecektir sen sadece aklını yitiren benliğime bir umut ver herşey kendiliğinden büyüyecektir
çok güzeldi değerli dost. baştan sona dizelerle aktım sona ginceye kadar bir tek yerde takıldım . Afınıa sığınarak yukarıya aldığım bölümin :
gerisini boşlukta ağrıyan kendim çözebilir sen sadece aklını yitiren benliğime bir umut ver herşey kendiliğinden büyüyebilir
biçiminde küçük bir değişiklikle , tüm şiirin dokusunda sancı gibi kalabilecek çözecektir, büyüyecektir ... cektir caktır gibi çok zihne çakılma gibi iki ifadenin zararından da bu harika şiirin bütününü kurtarabilirsin.
Çok etkilendiğim muhteşem şiirin için yine kutluyorum güzelim yüreğini ve kalemini. Esenlik dileğiyle.
Mert YİĞİTCAN tarafından 4/6/2015 12:21:52 AM zamanında düzenlenmiştir.
her geçen yabancı resimlerin gözlerinde okusa onları
Kutlarım yüreğinize sağlık saygılar..