Soluksuzluk HaliSessizce kendi köşende beklersin, uzun bir soluksuzluk halidir. İçerlersin, gözlerinden akan damlaların anlam ifade etmediği, kalp kapıları kapalı, duvar kadar soğuk... Şehrin soldurduğu... sana da hiç bir anlam ifade etmeyen topluma sırtını dönerek. Eksik vardır ya içini solduran... Ellerin ısınır, inatla seni coşturmak ister bulutlar beyaza fırça banarken ve şekilden şekile koşarken. Saçından yakalar rüzgar, öper kurutur dudaklarından. O eksiği tamamlayamaz, ne zaman ne zemin. Kalbinin ve beyninin zembereği kafesinden ve kafatasından fırlar ve bir sigara dumanı gibi şekillenip kaybolur hüzünle yakarak gözlerini. Kaburgaların rayından çıkan kalbini tutar tutmasına ya göz kapakların mani olabilir mi taşana? Kirpiklerin siyaha bulanır siyah bir haber gibi taşar bir nehir yanaklarına... Eksik bir pazıl açık ara öndedir sana, sen dizdikçe devirir domino taşlarını. Yoksullaşırsın... Habersizce kendinden ve eksik parçandan "nerede kaybettim diyerek" yaşarsın. Sessizce... Ne yabancılaşan topluma döner yüzün ne de kendine. O eksikle eksilerek ufalanarak içten içe toz toprak olursun. |