KAN ÇİÇEKLERİM (ÇANAKKALE)
Çanakkalede açan tüm çiçekler kırmızı
Farketmiyor musunuz? Şehidimin, Mehmetçiğimin kanı bunlar bakın! Gül, papatya beyaz açmaya utanıyor musunuz? Haklısınız, haklısınız bugün 18 mart sizde kan çiçeklerimi böyle yaad ediyorsunuz Haklısınız kan çiçeklerimle aynı toprağı paylaşmak kolay mı? Utanıyorsunuz! Onlar ki arkalarına bile bakmadan yollara düştüler Geriye dönmeyi asla düşünmediler Onlar ki şehitliğe yürüyerek değil koşarak gittiler Ahhhh Kınalı Ali ahhh! Kurban oldun bu vatan uğruna Kına yakıldı daha yola çıkmadan sana Ne mübarek insandı o anacağın ki Ya gazi ol ya şehit diyerek yolladı seni O dönüşü olmayan yola Sen anlamını bilmesende başında o kınanın Zaten anana etmiştin veda Zaten yola çıkmıştın kurban olmak için bu vatan uğruna Sonra bir de Seyit Onbaşım var tabi Şanlı Koca Seyit’imi mümkün mü unutmak Serseri bir top mermisi isabet etmişti Koca Seyit’imin birliğine Tozu dumana katarcasına Çanakkale’nin her yerine düşüyordu bu top mermileri Yerde toprak bırakmamacasına Lâkin farklıydı bu defa Sıradan bir toprak parçası değildi isabet ettiği yer Yüzlerce kan çiçeğimin arasıydı Bir silah arkadaşın ve senden başka herkes şehitlik mertebesine ulaşmıştı Öyle bir acı duydun ki kalbinde O kurşunların binlercesi, yüzbinlercesi gelse üstüne Bu kadar canın acımazdı Ve doğruldun, kalktın ayağa Düşman görse bu halini heybetin yeterdi kaçmalarına Son bir kez daha baktın yerde yatan onlarca silah arkadaşına Ve yöneldin mermilerin yanına Farkettin ki isabet eden merminin etkisiyle topun asma vinci bozulmuştu Bütün silah arkadaşların yerde yatıyor, Fakat hain düşman hâlâ hiç durmadan, utanmadan ilerliyordu Hayır! Sen bu kadarına izin veremezdin Mermilere bakarken gözlerin ateş saçıyordu Ve Seyid’im… Ve Seyid’im, ‘’YA ALLAH!’’ naralarıyla sarmaladın o 275 kiloluk demir yığınını Kemiklerin çatırdıyordu eyy Seyid’im Ama duymuyordun! Sen sadece ‘’YA ALLAH’’ diye bağırıyordun Tek başına sürdün o mermiyi topa Ve yönünü çevirdin düşman donanmasına Senin hedefin en önemli gemisiydi düşman donanmasının Ocean’dı hedefin… Duruyordu işte namlunun karşısında Sen ki koca Seyid’im üçüncü denemende dümen tertibadından vurdun Ocean’ı Evet bir kez değil tam üç kez kaldırmıştın O 275 kiloluk demir yığınını En önemli gemilerinden biri vurulan küffar donanması artık iyice afallamıştı Arkalarına bile bakmadan kaçmaktan başka çareleri kalmamıştı Bir süre sonra küffar donanmasından kalmamıştı bir tanesi Geçememiş ve bir daha uğramamak üzere terketmişlerdi Çanakalle’yi O anda Seyid Onbaşım, sen çocuklar gibi şendin Ateş kalmamıştı gözlerinde Savaşın kartalı gitmiş, yeller esiyordu yerinde Komutanın gelmiş ve sarılmıştı o iri yapılı cüssene Ve sana sormuştu… Sana sormuştu onbaşım…’’ ne istersin, ne mükâfat vereyim sana diye ‘’Komutanım… Malumunuz ki ben iri yapılı, cüsseli bir adamım Bana günde çeyrek ekmek yetmiyor, onun yerine yarım ekmek verir misiniz’’ demiştin Ve onbaşım! Arkadaşların gelmişti bir anda aklına Komutanın isteğine vereceği cevabı beklemeden daha; ‘’hayır’’ dedin, ‘’ komutanım hayır!’’ Komutanın şaşkınlıkla sana bakıyordu ne diyeceksin diye Ve devam ettin lafının sonunu getirircesine ‘’Ben arkadaşlarımın hakkını yiyemem komutanım Bana çeyrek ekmekte yeter’’ demiştin. Komutanın konuşamıyor ve gözyaşlarını tutamıyordu senin karşında Sense karşısında dimdiktin tüm heybetinle Unutulmadın günümüzde, unutulamayacaksın onbaşım gelecekte de Savaş sonrası yanına gelmişti komutanın ‘’Mermiyi tekrar kaldır da fotoğrafını çekelim koca seyid’’ demişti ‘’Emredersiniz komutanım’’ diyerek yine geçmiştin o demir yığınının başına Tüm çabalarına rağmen kaldıramamıştın o mermiyi bir daha Komutanın ve arkadaşların şaşkınlıklarını gizleyemedi o anda Ve anladılar ki Allah’ın mücizesiydi 3 kere kaldırabilmendeki mânâ Sonra bir de yaşına rağmen silahı belinde Aseleti dağlar deviren Nezahat Onbaş’ım var 70. piyade alayının gözbebeği… Cesaretiyle diller ısırtan Nezahat Onbaş’ım… 70. piyade alayına kızlı alay lâkabının takılmasına neden olan Nezahat Onbaş’ım Sadece 12 yaşında ufak bir kızdın, 12 yaşında ufak bir kız… Oyuncaklarla oynaması gereken ellerin ateş ediyordu Uyuması gereken gözlerin nöbet tutuyordu Fakat memnundun sen yinede halinden Onbaşım! Kahramanlıkların günümüzdede düşmüyor dillerden Ve binlerce isimsiz kahramanlarımız Binlerce isimsiz kan çiçeklerimiz Anlatılmaz kahramanlıkları üç beş kelimeyle Onlar düşmana taaruza giderken sanarsın gidiyor düğüne Bize sadece bir gün değil hergün 18 mart Sizler rahat uyuyun kan çiçeklerim… MURAT BÜYÜK (istenmeyen nedenlerden ses kaydı kısmı aceleye gelmiştir!) |
Kutluyorum kalemini
Yüreğin var olsun
_____________________________________________Saygılar selamlar