SAĞIR ŞEHİR
Bir gün heybesini sırtına yükleyip bir sevda gidecek bu şehirden
Bıkmış, usanmış olacak ismini ağzına sakız edenlerden Öyle bir ümidini kesmiş olacak ki bu şehirden, geriye bile bakmayacak giderken Bir gün kaçar gibi seri adımlarla bir sevda gidecek bu şehirden Kimse duymayacak, görmeyecek, hissetmeyecek Bir ben keseceğim yolunu, fakat o sırtımı sıvazlayıp gidecek Bir gün bir aşık ağlayacak soğuk kaldırımlarda, çocuk gibi hıçkırıklarla Ezilmiş, kırılmış olacak ağlayacak sol tarafındaki yaraya Gökyüzünden inen damlalar gizleyecek gözyaşlarını o aşığın Şefkatine sığınacak o buz gibi, o hissiz kaldırımların Kimse duymayacak, görmeyecek, hissetmeyecek Yine ben teselli edeceğim oradaki kendimi, fakat kâr etmeyecek Bir gün bir sevda yanaşacak uçurumun kenarına Bıkmış usanmış olacak maskelerden, dost olmak isteyecek kayalara Uçurum dibindeki kayalara ulaşmak için yol kat etmesi gerekecek En yakın yol ise oradan atlamak gelecek Hiçbiriniz duymayacak görmeyecek hissetmeyecek Bir ben göreceğim, elimden de hiçbirşey gelmeyecek Bir günün ortasında karanlık çökecek bu şehre Bunca gözyaşına rağmen doğmaya utanacak güneş, çekilecek köşeye Yıldızlardan da yansımayacak ışığı güneşin karanlıkta kalacak bu şehir Bir daha ne zaman doğacak, yahut bir daha doğacak mı kim bilir Kimse duymayacak, görmeyecek, hissetmeyecek Bu karanlık, gün ortasında birtek bana çökecek Ve bir gün kalp parçalanacak bu şehirde kan revan Zerresine kadar işleyen aşk süzülecek yerlere, her bir parçasından Bu şehir yas tutacak o gün, gökyüzü ağlayacak İşte o gün sanırım bu şehirde güllerde solacak Herkes duyacak, görecek ve de hissedecek Bu defa ben göremeyeceğim, o sırada kalpsiz kalan bedenim kefenlenecek Murat BÜYÜK 21:15 07.04.2015 |
Kutluyorum kalemini
Yüreğin var olsun
_________________________________________Saygılar