Çığlık Yağmuru
En önce sesleri silindi fırtınaya eşlik eden kadının
Dahasında suretler silindi meydanlardan, Anaç tebessümler kalktı tedavülden. Yetmedi, karalara büründü umut aşılayan, anne bakışları. Ve bitmedi kapı aralıklarından ağlama nöbetleri. Demir kapılar kapandı, ışıklar söndü arkalarından. Ne zaman doğurganlığı hatırlatıldı , çocukluğu alındı , çocuk yaşta kucağına aldığı bebeğiyle. Yürüyüşü de hataydı, gülüşü de. Saçlarını örüşü de üstelik. Bir adım önündeki adamı geçtiğinde kazara, kadınlığına laf edilirdi, isminin önüne aldığı çirkin hitaplarla. Bir adım geride kaldığında adamdan, yerini bilirdi, Oysa işi olmazdı kitaplarla. Okumazdı kadın dedikleri, yürümezdi sokakta yalnız başına. Oturmalı evinde dizini kıra kıra, umutlarını döve döve, Susturarak bütün hayallerini, tuz katmalıydı aşına. O bakmalıydı ev işine, yerini bilmeliydi, yerinde susmalıydı. İçine kusmalıydı bütün öfkelerini. Konuşmamak üzere, küsmeliydi en iyisi Yok, dahası ölmeliydi. Öldürüp bütün çirkinliğini. FATİH GÜLER |