AHRAZ BİR MEVSİM AŞK
AHRAZ BİR MEVSİM AŞK
Okumasız yazmasız Gözlerinin alfabesini okuyorum Su kırıldı ve kirpiklerimin ucu perişan Her hecen kelimelerle dalgakıran aklıma Saçlarından dökülmüş deniz fenerleri Rıhtım boyu kokuna zimmet hava Dur şimdi ! Lal çiçeklerim bir ahval Yitik bir kül rüzgarı tütün Dudaklarımın arasından dökülmüş sakallarıma İhbar ediyorum feryadımı İçimde savaş esiri ciğerlerim Dur şimdi ! Kör gecemi karşılıyorum Tırnaklarımda avuç etim yumruğum duvara al Gölgeler gelmiş pencere çıplağına Bir şarkının mırıldanışı rüzgar Koyma beni bu zemheri yalnızlığa Dur şimdi ! Dilsiz yaralarımın kabuğunu kaldırıyorum Karanlığın göbeğinden sokağın lambası yandı Karşı kaldırım geçmiş adımların mezarlığı Mukayet ol hasretimdeki sana yoksa öldüresim geliyor bu kenti Söyle zaman indirsin şalteri Dur şimdi ! Üzerimdeki sensizliği çıkarıp aşkını giyiniyorum İyimisin ? Ki en büyük yalanın olur evet Kötüsün her insan gibi Acıyor uykularına kadar heryerin Ahraz bir mevsim aşk Beyhude konuşuyor düşlerin Dramatik zaten paragraf başı hayat Belkide hüzünlü bir oyundur sabahlar Geceleri perdesini yalnızlıkla kapatan Dur şimdi ! Resmin göz kapaklarımı çalıyor İçeri alıyorum... Yine öldürüldü bütün ışıklar Kafiyesi olmayan serbest bir yaşam başladı Sessizlik siyahın içinde Bugünde ölmedim balsultan Ama Dizelerimde bir kadın hecelere kaçmış ağrılarım Ey huzur ülkemin başkenti Yine öldürüldü bütün ışıklar İklimin lisanıyla sustu zaman Dur şimdi ! Sabah kalktığımda yanaklarımda kurumuş olacak Senleri yağdırıyorum... Hangi yanımla sevsem yönüm sana çıkıyor Tek istikamet sana yolcuyum Peronlar yıkıldı istasyonlar zaten eski Limanlar gemi ölüleri , asfaltlar yamalı yoksulluk Sana gelişim Kırlangıç göç izlerinde Tufana aykırı kavimler dolusu Kanadı kırık bir martının uçmasıyım işte Fatih GÜLER |