ADAM MASALI
Hızlı konuşurdu adam,
Hızlı düşünürdü. Hep bir yerlere yetişirken görürdü gözleriniz, Ya da, Hep, bitmeyen işleri tamamlaması gerektiğine takılırdı kulağınız… Sabahları uyumazdı, akşamları yatmazdı. Kimseye bağırmaz, Siz ona bağırmak isteseniz dahi, duymazdı… Zaten, sitem de bile sözleriniz, ağzınıza yığılırdı. İzin vermezdi sanki dudaklar. Dişlerinizin arasına cümleler, sıkı sıkıya saklanırdı… Güzel konuşurdu adam, Güzel düşünürdü, Kıskanırdınız… Kıskançlığın aslında ne değerli bir duygu olduğunu, Yine onun cümleleriyle tanımlardınız. Her şey ondan taraftı zaten… Köylü en çok onu severdi örneğin. Şehirli, sırf onu görmek için gelirdi köye… Meyveleri bir başka tutardı, Meyvelerse onun elinde, sanki bir başka bahardı…. Çiçeğe en çok o güzel baktı. Bir tohuma en çok o inandı… Şarkılar da yakıldı arkasından, Genç ölümüyle gelen ağıtlarda… Susan ne varsa, o gidince konuştu. Toprak kokan evinin her zerresinde, yüreği uyutuldu. Bilmedi görmedi, Olsun… Belki hisseder diye, sevdiği kitaplardan bölümler dahi, her gün mezarına okundu. Üşenmedi insanlar, Sevmeyi hiç terk etmedi doğa… Onun ismine ağaçlar dikildi. En çok onun ağacının dalları meyve verdi. Kadınlar oğullarına, oğullar evlatlarına, onun ismiyle seslendi… Birlikten, onun deyimiyle belki de hiçlikten, varlığa yükseldi adam… Her yer, o koktu memlekette… Her güzel işte, o anıldı… Ömür neydi ki diyenlere? Bu memlekette, bir “Adam masalı” anlatıldı… Her şeye rağmen, memlekette adam gibi yaşayanlara; güzeli gören, güzeli yaşayan, güzeli var eden tüm insanlara… Sevgiyle…. |
Beğeniyle kutlarım...
................................... Selamlar...