zaman makinesi
yaşlı bir ağacın
uçurum diplerindeki çaresizliği hayata tutunma becerisi dağın keçilerini kaçırır yılgın bir gelincik yıllanan bekleyişiyle bir yere varamayacağını anlar hayatının aksindeki bu ağacı kurtuluş gibi algılar Ben ise okyanusta bir damla suyum bir balığın yüzgecinden geçip Puslu bir gecede Balıkçı oltalarıyla yüzüyorum hikaye böyle başlıyor sonu ise an biz seninle ben ve sen gibiyken bize benzemeyen her şeye heves ettik neyseki yaşamayı bilmiyorduk an ve geçmiş arasında takılı kalıp bunca hata, zaaf ve bu ayrılıkla o çocuksu anların önemini bilemedik zaman makinesini bulsak ne çıkar... |
hani öyle birşey olsa zamanı geriye sarsalar
babamın elinden tuttuğum yıllara dönsem yeter de artar bana kardeşim..