CİN ALİ
Cin Ali yakışıklı çocuktu.
Uzun kollu uzun bacaklı, koca yürekli Yüzünde anlamı çözülmez ifadesiyle, Parıldayan yuvarlak gözleriyle Cin Ali yakışıklı çocuktu. Cin Ali bir gün aşık oldu. Can Ayşe’ye vuruldu. Can Ayşe ondan çok sevdi Ali’yi. Parıldayan yuvarlak gözlerine Hayatını sundu. Cin Ali sevmesini bilemedi Can Ayşe’yi, Ya çok sarıldı, ya sırtını döndü. Bir gözlerine baktı yuvarlak gözleriyle, Bir görmemezlikten geldi. Bulamadı ortalama sevmenin yolunu. Cin Ali yakışıklı çocuktu. Ve dünya Can Ayşelerle doluydu. Kocaman bir çiçek tarhından Bir tek papatyayla çıkmak olur muydu? Kırdı Can Ayşe’nin çizgiden hassas kalbini. Bir daha kalkmaz büktü boynunu. Sonunda baktı ki başka papatya yok. Tek çiçek kendi çiçeğiydi gerçekte Ve o onu soldurmuştu. Cin Ali yakışıklı çocuktu. Uzun kolları, uzun bacakları vardı. Parıldayan yuvarlak gözleri vardı. Sonraları... Söndü ışığı bakışlarının, Çocukluk, yaşlılığa döndü çabucak. Yürüdüğü yolun çizgisi kayboldu. Can Ayşe’sini andı durmadan, İnceldi inceldi beli büküldü. Ruhu... Çürüyen papatyasıyla çürüdü. Cin Ali yakışıklı çocuktu... |
Adı kara kendi kara tahtalarda
Kah beyaz kah renkli idi
Onu çizen tebeşirler
Süngeri beyaz kendi karaydı
Kıskanç içten pazarlıklı silginin
Ayırdı
Can Ayşe ile Cin aliyi
Her paydos zilinde.