Yani
Çırpındım kuş gibi bilmem kaç sene
Sonunda hiçliğe, eştir varlığım Çıkardım mizanı, üç metre bezle Dikerlerse iki, taştır varlığım Geri ödemesiz yıllar içinde Külünkle açılmış yollar içinde Hesapsız kitapsız mallar içinde Kafeste çırpınan, kuştur varlığım Dağlar mekânımdı, düze pas geçtim Cehennemden hafif köze pas geçtim Bahara es geçtim, yaza pas geçtim İki yüz on altı, kıştır varlığım Sarmıştım ruhuma, sevgiden libas Karun servetine, etmezdim kıyas Beklerken sürmeli yardan iltimas Canandan yaralı, döştür varlığım Gözlerime hasret yayı gerdiler Düşlerimi doksan yerden vurdular Küstah, çakma güller, hep nankördüler Tecrübeye kanan, yaştır varlığım Lokman oldum derde, dertli başımla Hayalete döndüm hayal, düşümle Yaktım köprüleri, gönül kuşumla Felek aynasında, tuştur varlığım Sevmem ikindiyi geren akşamı Doldurur ruhuma olanca gamı Düşlerime yollar kesti ahkamı Omzuma yıkılan, baştır varlığım Ahde vefasızlık, iman afatı Aşka ram olanın, meşk mükafatı Ne zaman düşlesem, ben şatafatı Kirpiklere yenik, kaştır varlığım Hayalin peşine yeldim, yoruldum Deli dolu akan seldim, duruldum Gönül sarayına girdim kuruldum Yastıksız, yorgansız, düştür varlığım Ferhat olmayana yollar zor gelir Kerem olmayana küller kor gelir Mecnun olmayana çöller dar gelir Leyla’dan Mevla’ya, iştir varlığım Diyarbakır, Şırnak, Hakkari, Batman Ağrı, Bingöl, Bitlis, Tunceli, Tatvan Onlarsız yapamam, haindir satan Peşkeş çektiremem, Muş’tur varlığım Kayıtsız kalamam, bilinsin yurda Delibal yurt vermez, öyle hovarda Kafayı takalı hain, namerde Sıkmaktan dökülmüş diştir varlığım Celil ÇINKIR |