ASLA...
Mistik bir dünyanın
Saltanatını sürerken İronik hayaller uçuşmakta. Katmerli bir sancı belki de Hatta olmazın oluru Sırnaşık tüm duyumlar yadırganası. Kolay alabildiğine Yorgun bir gönlün müptela olduğu ne varsa. Kanadı kırık Dünü gömülü Yarınlar ise çoktan hibeli. Tutumlu bir sevda kadar irdeleyen Sanılanın çok ötesi Yordanası bir yolculuk Başı biteviye Sonu hiçlik ötesi. Kanıksa elden geldiğince Ya da savur boşluğa Güne saplanıp kalmış kadar olası Karışık o döngünün zorlayıcı muafiyeti. Sanrılar uçuşurken Duyular demlenirken kavruk düşlerde. Asla, asla demeden Ve sonunu bilmeden, Yine de yeniden her çöküşte Kılıfına uymuş onca yalan Vicdanın çok ötesinde. Savruk bir düş kadar naçizane Ererken nihayete Gözlerim görmeden Dokunup sezmeden Sığındığım yegâne kucak Asla geri çevirmeden Sarıp sarmalayan Şükür, sabır ve dua değil mi Aslolan ezelden ebediyete Asla ölçülmeden var olan Sevginin rayici değil mi sonsuz ve boyutsuz. |