AĞLAYAN VUSLAT
Dört yanım hasret dolu taş duvarlar gibiyim
Aldırmak istesem de yar aldıramıyorum İki dünya paralel yok diyarlar gibiyim Vuslat sirenlerini yar çaldıramıyorum Yıllar geçti aradan yollunu hala gözler Cehenemin içinde alev olsan da özler İsmin anılsa hemen yüz bin tarafı sızlar Sensiz ömrümü artık yar kaldıramıyorum Miras olmuş kaderin en derin karası Yolarımı kesiyor şu sevdanın darası Devasız dertler bende yaraların yarası Lokman hekimden bile yar bulduramıyorum Gözlerin vardı beni bu hayata bağlayan Sözlerin vardı yedi Cennet olup çağlayan İzlerin vardı bana dönüp dönüp ağlayan Hayalini denize yar saldıramıyorum Seni çokça sevdiğim ağrına hiç gitmesin Al güllerim açmasın bülbüllerim ötmesin Doldur aşk şerbetini doldur zehri bitmesin Şerefe diye sensiz yar dolduramıyorum Mecnuna deseler ki öldü Leylan bir yerde Kör olmaz mı gözleri iner ölümcül perde Yaşamak nefileyse kalmasa gülü serde Yıllar geçse aşkını yar solduramıyorum Mezar taşıma yazın bu kavuşmadan öldü Sevdanın gırdabına tutunup kayıp oldu Toprağımda gül bitmez bak dikenleri doldu Hasretten öldüğümü yar bildiremiyorum AYSE KAVAK |