Hazan yüreklim,
Son mektumdur bu sana,
Bir Moskova gecesi, Dışarısı kar,kış ve dışarısı ayaz, Kapıları kapalı, Işıkların yanık olduğu pedelerin ardında,sevda kokusu var belki, Bir yerinde ergenler vardır belki bu şehri/n, Buğulu camlara kalp resmi çizen, El ele tutuşan aşıklar var sokakta geçen, Dillerinde sevda şarkıları aynı ağızda mırıldıyorlar, Karlı geceye, Adeta, Mutluluk saçıyorlar soğuk geceye, Kanatan yaraların yürek yaktığı, Birileride vardır muhakkak bu koca şehirde, Gecenin derdine kelepçe takmış, Hicranı içlerine mahkum etmiş ,mutsuzlar, Geceye mektup yazıyorum, Kril alfabesinde,anlamayacağın dilde, Kalemimde dert,mısralarımda hüzün var, Bildiğim bütün kelimeleri sayıyorum sana, Satır aralarında, Ve her gece uymadan önce, Kuş bekışlı penceremden Krasni ploşeti izlerken, Seni dikizleyen düşlerimi yazıyorum günlüğüme, Kaçak ve firar sevdamızı işliyorum kağıda, Sessizliğin şahitliğinde, Daha sonra, Aidamir Muguhan’ın çörniyi glaza şarkısını dinliyorum, Tekrar,tekrar defalarca, Uçan patiklerin, Dolandığı deli rüyaları anlatıyorum,boş duvarlara, Son vermeden önce mektubuma, Son satırlardaki,son selamlarda bırakıyorum sevdamızı, Sana yazdığım ilk ve son mektubumda, Hazan yüreklim.. Mehmet Kılıçel, |