ALİ ABİM
Sen ne tutkulu aşklar yaşadın
Ne tutkulu şiirler yazdın Herkes ten farklıydı tarzın İhtiraslı Ali abim. Hiç düşmezdi kadeh elinden Ne naralar dinledik dilinden Çok çektin sen o belinden Çakır keyif Ali abim. Bir meyhaneden, diğerine geçerdin Sarışını bırakır, yine esmeri seçerdin Arada bir, kumrala da küserdin Çapkınlığın dibine vurdun Ali abim. Dünyaya, bir kez geldim ben derdin Hayatını yaşamayı, öyle bilirdin Yetmezmiş gibi bunlara, kumarı da ekledin Uslanmazsın sen, Ali abim. Küfrün biri, bin para Hiç gezmezdin, sen yaya Evine de uğrardın ara sıra Hakkını yemeyeyim Ali abim. Elinde yoktu tezkere Gitmemiştin askere Yüreğin gerçekten bir sevse! Böylemi olurdun Ali abim. Üç günden fazla çalışmadın bir işte Bakmazdı sana, hiçbir sosyal güvence Zamanında, bıçak da yedin, şiş de Sorumsuzdun sen Ali abim. Anlatmayana kızardın Konuşanı, bozardın Çok da çabuk sızardın Çelimsizdin, Ali abim. Siyasetten anlamaz Sağa sola karışmaz Bir küstü mü, barışmaz Farklıydın sen, Ali abim. Bugün aldığını, yarın yedin Eğlenceydi, tek derdin Laf aramızda senin en çok Vurdumduymazlığını sevdim. Karizman gitti zamanla Paranda kalmadı cüzdanda Bu kadar günahı aman ha Hamamda temizlemez, Ali abim. Son şiirlerine rastladım geçen gün Baktım; bir şiirin Mevlana, diğeri Şems’i anlatıyor İlahi aşktan dem vuruyor, mısralarda Şaşırttın beni Ali abim. Elhamdülillah diyorsun durmadan Koşarak kaçın diyorsun haramdan Aman aman! hele hele zinadan Tövbe bismillah, ne oluyor Ali abim. Çok geçmedi anladım Sende artık Yaşlandın Birçok insan gibi, Müslümanlığı Yaşlanınca mı, yaşanır sandın? Zülfiye ERDOĞAN |