HALİL EFENDİ
Ah Halil Efendi ah..
Nerdeyse, üç yıldır yoksun yanımda. Dile kolay, Bana zor.. Ağır ağır olsa da yürüyorum şimdilik Gelebiliyorum yanına. Çok sürmez ama, Bende elden ayaktan düşerim yakında. Tansiyonum hep yüksek Kalbimde tekliyor arada. Zaten komik bile oluyor insanın yaşaması Tüm yaşıtlarını verince toprağa. Hep! Senden evvel öleceğimi düşünürdüm ben Güçlü olan sensin diye Bu beklenmedik gidişin niye? Kabullenmek öyle zor ki! Yarattığın boşluğu bilsen Gider miydin yine? Ah elinde olsa.. Biliyorum, Bunu bana yapmazdın. Kendimi nelerle avuttuğumu görsen Sen bile oturup ağlardın. Halil Efendi.. Çiçekler sohbetten anlıyormuş diyorlar Doğrumu gerçekten? Her gün iki saat konuşuyorum onlarla Laf aramızda Kendim için yapıyorum bunu. Bana yoldaş olsunlar da Solup gitmesinler diye Senin gibi. Senden sonra, En iyi arkadaşım televizyon oldu E oyalıyor insanı Daha kötü olanları görünce Az da olsa teselli buluyorum. Sabahları erken kalkmıyorum artık Gece uyumayışımın da etkisi var belki, Ama, amaçsızlıktan benimkisi. Her sabah iki fincan koyuyorum masaya Önce kendi çayımı içiyorum Sonra seninkini. Fotoğrafında baş ucumda Halil Efendi diyorum: Nasıl! Gece rahat uyuyabildin mi? Ne dersin! Bugün, sahile inelim mi? Cevap vermesen de, gülümsüyorsun Her zamanki gibi.. Öyle çabuk bitiyor ki! Çocuklar küçükken, Bitmek bilmeyen ev işleri. Sonra işte.. Bir gözüm kapıda.. Elimde telefon, bekliyorum. Yalnız yemek mi yeniyor Halil Efendi. Zayıf ta düştüm bu aralar, Çocuklara yük olurum diye korkumdan, İlaçlarımı hiç ihmal etmiyorum. Yine de; Gündüz bir şekilde geçiyor da Geceleri hiç sorma! Hava kararır kararmaz, çöküyor hüzün Çullanıyor adeta.. Ağlıyorum.. Ağlıyorum.. Kimse duymuyor sesimi Duvarlar üstüme üstüme geliyor bazen En çok, Öyle zamanlarda Kendi kendimle konuşuyorum. Ayşe hanımda yalnız diyorum mesela.. Emel’in eşi de çok oldu öleli Aysel zaten hiç evlenmedi. Bir ben miyim yaa.. Bir ben miyim Herkes dayanıyor, yaşıyor Hayat devam ediyor diyorum Diyorum ama Uyku tutmuyor bey.. Korkudan değil! Çok olsa iki kere kilitlerim kapıyı. Benim ki hasretten Bağlılıktan Sana ulaşamamaktan Alışkanlıktan biraz da Ah Halil Efendi ah.. Şimdi gençlerde moda olmuş Özgürlük adına boşanıyorlar. Bilmiyorlar mı özgürlük: Yâr ile yârenlik etmek Kahve içmek baş başa Gün doğmadan daha Secde etmek yan yana Ben! Sen gideli Mahkûmum Bey.. Elim ayağım Kolum kanadım Tutunacak dalım Benim tek kahramanım Söyle! Ne yaparım şimdi böyle yarım? Hep senin yaptığın işleri: Maaş kuyruğuna girmek Faturaları ödemek gibi Yeniden tecrübe etmek Bir başka yönden hissettiriyor eksikliğini. Çatı akacak diye ödüm kopuyor mesela.. Sorma! Mutfağında musluğu yine bozuldu Halil Efendi olsa Söylemeden yapardı diyorum Sağ olsun ikiletmezdi Dım dım dım Nasıl sinir bozuyor Yalnızlığımla alay ediyor sanki! Tamircilerde bir musluk için gelmiyorlar ki Telefon açmayı da, beceremiyorum ya zaten. Torunlar dalga geçer diye, soramıyorum da. Bu katarakt beni iyice kör etti Rastgele arıyorum bazen Geçen oğlan yerine, Muhasebeciyi aramışım Nasıl utandım. Yavrum nezâketinden, bana da oluyor teyze diyor Bunlar daha neler.. Bir de evden çıkarken hep! Ömer imi arıyorum. Oğlum: Ben şuraya gideceğim Buraya uğrayacağım diye Haber veriyorum. Bana niye soruyorsun anne İstiyorsan git diyor. Bilmiyor! Benim ki alışkanlıktan.. O zaman anlıyorum bende Senin yerine onu koyuşumu. Ömer im diyorum iyi geceler Günaydın! Ömer im.. Kızla da görüşüyorum Rahat olsun için. Ufak oğlan da gelir arada Onlarla da konuşuyorum Yanlış anlama! Ama ben arayınca.. Ömer im öylemi ya.. O arar hep beni Anam der Ölürüm Anam der, yaşarım Ayırmam çocuklarımı birbirinden Bakma bana öyle! Boş çerçeveden. Onlar üzülmesinler diye Öyle yoruluyorum ki Ağrıyan yanlarımı saklamaktan.. Ah Halil Bey! Hayat arkadaşım.. Can yoldaşım.. Her zorluğa dayanışım. Yaş kemâle erince, Sevdayı da yakıştıramıyorlar gönül e. Özledim desem Diyemiyorum kimseye. Tamam tamam sildim gözlerimi. Bu romatizmalarda bir azdı ki Ben yavaştan gideyim nasılsa yakında Yatıya da gelirim. Zülfiye ERDOĞAN |
Çok güzel bir hikaye tadında. Tebriklerimi sunarım.