GİDENLERDEN KALANLAR..
Gidenler gidince….
Hüznün peydahlandığı bir şamardır gidişleri… Yolların tersine yüründüğü adımlardır sanki.. Yüzlerde gözlerin silinmeyen, dövme izleri, Ağıran şafağı gözler, geride kalanların kalpleri.. Gidenler gidince.. Bilinir ki, uykulara yatırılmış acının, Berraklığı söyler ninnileri… Kalanların kalplerinde, hırpalanmış sevda kostümleri, Kulaklarında son çalan şarkıların ezgisi, Ağızlarda paslı bir tat.. Kurban edilmiş yüreklerinin, sunaklarında, Kurumuş hayalleri… Gidenler gidince.. Bir habere bin canını dahi bağışlama merakı.. Sonrasında karanlığa teslim ederler, elvan düşlerini.. Gidenler, örselenmiş bir kahrın, İpliğini de çekip götürürler her adımda.. Müfredat dışı gülden bozma şiirlerini de, Yırtarak bırakırlar kalanlara… Gidenler gidince… Bir lokmacık gök ve yıldız bırakmadan, Alıp verilen nefesleri de, doldururlar poşetlerine.. Son sarılışların sıcaklığını, Direnseler de tutamazlar içlerinde… Gidenler gidince.. Kulaklar hiç çalmayan telefona aşina kalır.. Dillerde hiç durmadan çığlık atar dualar.. Gölgesine alışık olan duvarlar bile, Kabullenir kalanın yalnızlığını.. Vefasız bir unutuşa kanatlanır uçuverir sevdalar.. Çekip gidenlerin ardından, Anılara tünemiş kuşlar musallat olur.. Kaç tebessümsüz vakit, Kaç içmeyi unutulmuş çay, Kaç sigaranın dumanı sarar, kalanları süresizce.. Gidenler gidince.. Hüznün mevsimine, müptela olur kalanlar… Vardiyası bitmeyen işçiler gibi, Dizelerinde sabahlarlar şiirlerin.. Nihayetsiz bir yağmurun altında, Nefessiz, tükenmiş ve yitik soluk alırlar.. Gidenler gidince… Yalnızlığın bir gül gibi nasıl koklanıp, Yürekte nasıl saklandığını anlar geridekiler… Neşesi eksik, sisli bir bulut çöreklenir gözlerine.. Savruluşun, itilmişliğin rengi süzülür durur, Umutlarının üzerlerinde.. Kalanlar, gidenlerin ardından fiyakalı sözler edemez.. Dövülmüş cümleler yuttuklarından.. Kör mahzenlerde dibine vururlar, Hüsrana batırdıkları duygularının.. Sevmek çikolatalı bir pastaya dönüşür.. Vitrinden geçerken gördükleri tezgahlarda.. Parasını verince, Yiyip bitirip sadece tadı kalınan damakta.. Gidenler gidince… Kalanların yurdu talan edilmişlik taşır.. Çünkü bilirler ki sancağı gidene kaptırmışlardır.. Aldıkları öğütleriyse çoktan unutmuşlardır.. Kalanların burnunda kokusuz filbahri kokusu.. Sütten ağzı yanmışlık hissi.. Kalemin sürekli yazdığı teslimiyet vardır yüreklerinde.. Gidenler gidince… Avuçladıkları elleri boşluk, Baktıkları gözleri yokluk, Söyledikleri cümleleri yankı barındırır, kalanların.. Rüzgarlar neden hırçın esermiş, Bir tek kalanlar anlar geride.. Nefeslerine nefeslerini katıp, Yinede direnirler terk edilmişliğe.. Ve nadasa bırakılmış yürekler taşırlar , Gidenler gidince….. 21/01/2015 |
Gidenler gidince..
Kulaklar hiç çalmayan telefona aşina kalır..:( gidenler gider.. ya kalan?....... kaleminize sağlık