Şiir gözlüm; Alnımda hala gidişinin harbi sürmekte. Bir flütün delikleri gibi yüreğim. Bir siper düşünki, Mermi geçirsin, İçinden acı geçirsin, Ela gözlü türküler geçirsin.
Anlatamıyorum şiir gözlüm, Yasal tedbirlerle bağlandı dilim, Ben gözlerimin kepengini kapatmışken, Gidişinin ayrıntı bir eyleminde, İndirildi camlarım. Gözlerim ağlıyor şiir gözlüm,
Dün, Endülüs’te, Bir sokak lambasının dibinde, Oturup hesap ettim, Senin benden gidişinin saatini. Kaç milyon yıldır görmedim seni. Bir kayı çadırında yattım bir gece, Sızı yağıyordu göğün rahminden, Azgın bir keder saplanıyordu göğsüme, İliklerime kadar k/anıyordum. Bir tapınağın safra kesesinde buldum kendimi, Platon ellerini anlatıyordu körpe talebelerine. İlim diye düşüyordu tarihin dipçiğine.
Şiir gözlüm; Şimdiki zamanın çekiminden daha çok çekiyorum. Babilden kalma acılarım… Beni böyle, Bu halde bırakıp gittin ya, Artık yıldızların namına da ağlıyorum. Halep gibi, Şam gibi, Canı burnundan gelmiş Beyrut gibi… Oturmuşum bir şair kahvesinde, Herkes cennet şiirleri dizerken sevgiliye, Ben Ürkek adam, Koçer bir beylikten kaçmış bir at gibi, Bir ters bir düz ölüyorum.
Şiir gözlüm, Gece; Amansız bir savaşın siperi gibi, Ve siperde sigara içmek yasaktır. Ben mağlubiyeti kabullenmiş asker, Elimde sigaramla, Dumanını gök yüzüne üfürürüm. Helal süt emmiş bir hünkar teslim alsın düşlerimi. Bir göğün yedinci katından düşmeden. Taksın boynuma ilmiği. El etek çekilmiş hayat. Ve çay o kadar acı ki, Boğazım yanıyor, boğazımda gemiler. Türküler…
Şiir gözlüm; Adım adam Ruhumu bir hukuk talebesine kiraladım. Gündüzleri devlet-i aliyede hizmetkarlık. Geceleri ilahi kudrette adaleti tartıştık. Birde üzerinden asırlar gecen gidişini… Sahi matematik yeltense diyelim, Cuz-i bir hesaba. Sen olduğun yerde kalsan, Ben sana gelmeye kalksam. Depomda artı bir miktar yarayla, Hangi çağda buluşuruz sevgilim.
Şiir gözlüm; Guantanamo’da bir defa uyanırken, Gözüme sen kaçtın, Sonra bastığım mayınlara bile kıymet verdim. Diyelim ki ayağım yok, Ve aşkım çok sosyolojik, Sana gelmeye kalksam mesela bir uçan halı ile, Alırlar mı beni. Bir lise mektebinin her hangi bir sınıfında, Dersi bölüp acımın zekatını dağıtırken öğrencilere, Yani kırkta birinden ferağat ederken, Adımı tahtaya yazdı öğretmen. Seni severken basmışlar, Ders ortasında. Vay anasını.
Şiir gözlüm; Ne acemice ahlıyorum biliyor musun, Bir çocuğun önlüğünün altına sakladığı yaması gibi. Ve ahali görünce yüzüm kızarıyor. Meksika sınırında yakalanıyorum. Beni sana götürürler mi sevgilim. Çeyrek altın yine çıktı bak, Borsa hala azimli hala yürüyor fantastik tempolarda. Üzgünüm en az Nakavt görmüş Rambo kadar üzgünüm. Sabah uyanacağım, Kravatta takacağım, Belki manavdan bir şeylerde alırım. Sonra annem bile gelir aklıma, Annesi olmayanlara da üzülürüm. Sonra sana üzülürüm. Ben güzel üzülürüm sevgilim.
Şiir gözlüm; Tıpış tıpış bir yalnızlık bu, Gözlerim yıldızlara yapıştı. Kozmik bir aşk dönüyor kendi ekseninde, Ve mevsimleride tanımıyor. Ama ben yinede baharı özlüyorum sevgilim. En çokta nisanı, Sonra eşgalini çiziyorum karşımdaki duvara, Yüzün gülümsüyor. Gözlerin hala ağlamaklı, Bense Cuma çıkışında dilenen çocuk gibi, Ellerim hala Allahın göğünde, Gelişine dua ederken, Gidişine sövüyorum ara ara.
Şiir gözlüm; Uzadıkça uzuyor her şey, Bu şiir iç kanama geçiriyor. Birde hayal kurmak var, Gecenin telaşında. Gözlerini gözlerinin yamacına dikerek. Sahi, Gelirsen uçurtmada uçurur muyuz sevgilim. Gidişin kıyametin provasıydı. Gelişine en çok uçurtma yakışır. Ben yanaklarına kirazı yakıştırmıştım. Sevgilim.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yoran şiir