Dokun sağıma, solum sen uyanır benim!
Beynimdeki aşkın ayak sesleri
Bin tabur yürüyüşü ritminde Ve seni söyleyen şarkılar yükseliyor Sabaha uzanırken mintansız gece Yedikıta’nın sırrına kadem basan sevgili ben gözlerinde sekizinciyi keşfettim yitik bir coğrafyanın kıyısına varırken ruhumun şamana çalan ateşinde yandım bu yüzden kimlik giydiremedim bize ve bu yüzden kimliksiz sevmeyi öğrendik ikimiz de… Şimdi gel… O çok merak ettiğin aşka tanıklık et Üzerini örttüğüm yaralarıma dokun Altından sen çıkarsan, üzülme… Hisset ama kapama gözlerini… Dokun sağıma, solum sen uyanır benim… Bazen, sahipsiz bir duada çözülür dilim Ellerim bakışlarını avuçlarken Madam Feza’nın parmakaları iner göğsüme Susar, konuşamam… Görürüm ama bakamam… Utanırım sana beslediğim hayasız düşlerimden Bu yüzden kemiksiz dile vuruyorum gem ve bu yüzden içimde büyütürüm seni hep yeniden… |