Düşmeden
Yürüyorum.
Hava çoktan karardı. Düşersem eğer, karanlığa değil, ışığımı kapatanlara küfredeceğim. Düşmedim daha. Bilmelisin, ışıksız yaşamaya alışanlar karanlıkta yalnızca sigara yakar. Ama sen yine de beni, gecenin karanlığından koru çektiğim nikotinin keskinliğinden ve yüreğimdeki kâğıt kesiğinden. Ben ki bir kâğıda en fazla şiir yazardım, şimdiyse onu bir bıçak niyetine biliyorum. Acımıyorum etime, sözcüklerime acıdığım kadar. Beni sözcüklerimin acısından koru Beni sözcüklerimin sancısından… Koşuyorum. Koşarken ağlıyorum, ucundan çile damlıyor yaşlarımın. Yanağım bir adamın emaneti, dokunamıyorum. Ellerime yer bulamıyorum, rezerve edilmiş masalarda. Kalbimi şiirlerimin arasında unutuyorum, yüzümün yarısını aynaların sırrında. Yarısıyla yaşıyorum, yarasıyla yaşayan kadınlar gibi. Ama sen yine de beni, sözcüklerimin yersizliğinden koru, beni yaralarımın evsizliğinden… Düşüyorum. Üstümde dünyanın dayanılmaz ağırlığı. Bir bıçak gibi saplanmış sırtıma -izini bulursun oysa baksan- her acımın ayrı bir sanığı. Ama sen yine de beni, Koru. Aralık 2014 |