bağrı çıplak gecenin boynunda ay ışığı sokakların tenine serilmiş rüzgara aşık
ne olduğu belirsiz ayrıntılar kirlenmiş insanlardan kaçıyor
ve çürümüş taş suretinde çatlak gölgeler üstü başı ayrılık kokan geçmişlere rehin
şifreli serüvenler bayramı zaman siyahın içinde görünmeyen gece iki yakası bir araya gelmemiş düşkünlük kırmızı boyalı perdelerin ardında zifir uykusu içine dağılmış yorgunluklar sabaha yetişmesi gereken telaşlara bileniyor
hep bir kaos deliliği sona kalan soyut anlatımın kenarında somut yitiklikler büyütmek hayat
Atlantis gibi insan hem var hem yok denkleminde şuursuz duran
ve üçüncü gözüm açılır kapanır evrenin kapıları ağaçlar yürür saçlarımın ormanında çocuklar uçar sakallarımın göç izlerinde
bağırsam derim sonra bağırsam bir yolculuğun kıyısında bulsam kendimi aynaların tarihe kum saati olduğu vakitte plansız ağlasam ulu orta geberene kadar suçsuz geberene kadar ihanetsiz
düşlenmiş kurgu kentin ayağıyla vurunca dramatik hayale dayak yemiş gerçeğiyle uyanıyor insan karmaşık desenli ahraz düşlerin çingeneler tarafından toplanmasıyla bitiyor herşey yine öldürülüyor ışıklar yine tütüne karışıyor anason baygını gözler suçlu, suçsuz ne varsa bugüne dair martıların ilahisiyle def ediliyor denize
ben siz diğerleri dağınık anılardan kopamadık köhne bir ah uzağı sevmeleri zihnimizin kursağına sığdıramadık
telaffuzu gevşek sohbetler kesip hep aynı realite saplantılarla ağzımızın tavan arasında akıttık kanını sözcüklerin
yenildik kendimize mağlup saydık kazanmış cüzzamlı acıları
bir tek aşk bozmadı bizi bozmak bizim işimizdi en başından kan ve barut sevişmesiyle hiçlikti herşey hiçliğe bir tek aşk direndi
hüzün, yalnızlık, ayrılık tüm yitirilmiş yanlarıyla hayatı aşkın asi mavisinde tükettik
başı boş zamanların en kifayetsiz ağrıları olarak düşlerin yaralarında kanattık kanatıldık
eğri büğrü dökmanlara yanlışlarla yazıldık noktasız virgülsüz paragraf başı pişmanlıklarız şimdi
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
KORİDOR TAŞ KARANLIK şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KORİDOR TAŞ KARANLIK şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
körkütük sarhoşum içtiğim düşüncelere kanamadım hala sabahlar gün doğmuyor gecenin zifiri karanlığı kalbimi acıtıyor takvimler neden yerinde sayıyor zaman bile durmuş mevsim neden hep sonbahar özlüyorum ince sızımı bir avuç sevgi kırıntısı bak elimde kalan neydi bu son çırpınış mı sesiz çığlıklar da boğulmak mı sen her ne dersen de giden ada vapuruna binmiş bile güvercinleri başka dala konmuş keşkeler kelebek olmuş uçmuş gitmiş papatya falları başkasına güler olmuş mış gibi yaşanır olmuş zamane insanları sen düşünme bunları atla salına farklı yerleri keşfet güneş gözlüğünü çıkar gerçek dünyanın rengine doy o seni götürür doğruya
şimdi afaroz edip geceyi pencerenin pervazına başımı koymalıyım ))örgütlü bir şiirin doğuşuna tanıklık vesile olmanın anlamı onur...yüreğine merhabayla çok tşk ederim sana..
Redakte edilmeden Temize çekilmeden Resmi bir evrakın çizgisiz hayatınının Üst sol köşesine yapıştırılan Son 6 ayda çekilmiş vesikalık bir imla hatasıydı Aşk... Korkaktık çünkü Korktuk Büyük harfle başlayan bir sıfatla tamlamaktan ismimizi... Hiçbir satırın başında durmadı mesela Parmağına iğ batan hikayemiz, Uyanmadı, uyandırılmadı... Paragrafbaşlarının gölgesinde Hep bir kelime geriden Hep bir kelime içerden başladık sevmeye Ve sayısız cümle kaybı... Oysa Dil Bilgisi Din Bilgisi'ydi bütün ermiş sevdaların İnançsız mıydık...
Takvimlerde sönmüstü Ocak'ımız Şu bat-ası Yarılası Kahrolası Yar olmuştu artık adımız Geçer dedim Bu da geçer Dışarıda yalnız ıslanan bir mevsim Sürüyerek eteğini çamura, balçığa Gidiyor benden, bizden Oysa paçasından aşk damlayan Eli yüzü kızarmış Saçak altı sarmaşdolaş bir sırılsıklamlıktı duamız... Gözlerime Temmuz çöktü Sevgili Hasadı bitti ellerimle tohumunu ektiğim tarlalarımın Ve yakıldı anız Ve ben hala sana yeminli bedenimi sürüklüyorum kara, borana, fırtınaya Ben hala gelmelerine yalnız Hardan Adam...! Ben dışarıda yanıyorum Sen narda üşümüyor musun...
Kan ve barut sevişmekle özdeşleşmeden bir olgu Sevgide kan ve barut olmamalı. Güzellikler, özveri ve fedakarlıktır sevginin temeli Ama günümüzde kan ve barut kokusu ne yazık ki yok edemiyor bu ulvi duyguların temelini Güzelliklerin ve Gül kokularının burcu burcu kokması dileğiyle kutlarım bu harika eserini Zeytin dallarıyla süslenmiş bir dünya temennisiyle hoşça kal sevgili Bülent sevgiler
yüreğinin ellerinden öpüyorum ablacım..kan ve barut bildiğimiz kan ve barut değil imge olarak kullandım canım ablacım..ve şiir karmaşık insan figürleri üzerine ...savaş gibi olgular yok yani..olsun farklı anlaşılmalar oluyor bazen onur verdin yine..
eğri büğrü dökmanlara yanlışlarla yazıldık noktasız virgülsüz paragraf başı pişmanlıklarız şimdi İNSAN PİŞMAN OLUR ÇOĞU ZAMAN .AMA YAŞANIR VE BİTER BAZEN.BAZEN GİTMEK GEREKİR SEBEPSİZ,BAZEN GİTMEK GEREKİR SEBEPLİ.DEĞİŞİK VE GİZEMLİ OLMUŞ MÜZİKLE.KUTLUYORUM
körkütük sarhoşum
içtiğim düşüncelere
kanamadım hala
sabahlar gün doğmuyor
gecenin zifiri karanlığı kalbimi acıtıyor
takvimler neden yerinde sayıyor
zaman bile durmuş
mevsim neden hep sonbahar
özlüyorum ince sızımı
bir avuç sevgi kırıntısı bak elimde kalan
neydi bu son çırpınış mı
sesiz çığlıklar da boğulmak mı
sen her ne dersen de
giden ada vapuruna binmiş bile
güvercinleri başka dala konmuş
keşkeler kelebek olmuş uçmuş gitmiş
papatya falları başkasına güler olmuş
mış gibi yaşanır olmuş zamane insanları
sen düşünme bunları
atla salına farklı yerleri keşfet
güneş gözlüğünü çıkar
gerçek dünyanın rengine doy
o seni götürür doğruya
bu şiir sizden doğdu değerli yürek =)