DÜŞ/EŞİ
“Gülü gülden sormalı
Bülbül hep abartır biraz” Şu deli deli akan su yeşili Her gece acılarla yıkanan bakış Yüreği ağzında çocuğunu bekleyen ana gibi Pencere pervazlarında dert sahibi Şiire sığmayan uçurumlar gibi Bu sabah İzmir gibi Korkunç ve güzel ağlıyorsun Diyorum Her damlada kırılan bir cam sesi Gövdemde çınlayan rüzgar Siren sesleri arasında koşan Çıplak çocukların nefesi On yedi yaşım gibi Ne ateş sönüyor Ne su buharlaşıyor Bu nasıl yağmur Diyor Şimdi ovuşturarak ayazı gözlerinde Sırılsıklam saatleri vura vura Dudağında gül ile gelsen diyorum Çocuk cesetleri gibi sessiz Yıldız yanığı ellerinle Bir yarayı dağlar gibi Çıkarıp gülü/versen Diyorum keşke sağanak sağanak yağsam içine Gün dönmeden düşlerinde Bin renkli alaimisema olsam Ay yüzüm düşse yanağına Kararınca sular gözlerinde Kıskanç bir yakamoz olsam Diyor Diyorum ki ; Kıyamam sana düş/eşim Çünkü her şair gerilladır biraz Ateşten kelimelerle dağlara vurulur Bir gerilla aşık olunca Kurşunun hedefi sevgili olur “Zaten yok bir kadın, ismi ağlıyor. İzmir’e yağmur yağıyor.Kimsenin haberi yok..” |