Kendime ağıt….Kendi kalplerine emsal yaşıyorlar şu kalbimin vurgunları Sabahlara dayanmayan kurumuş çeşmeler Kalbimin sıkışıklığından bir damla terlemede Benzi zorlanarak solmuş hatunları Hep narin ve nazende bildi Kopacak fırtınaları tasavvur edemedim Kopmayacaklardı biliyordum Tevazusu zor bir yanardağ benim yarım yamalak patlayan Ben sadece dibi tutmuş Ne olursa Ne tatta iseler o yemekleri düşünüyorum. Şimdilerde evet şimdilerde Gel yanaş yanıma Birlikteliğin ağır tarafı işittiğin ağır sözlerdir. Sen sustukça devamı mukabilinden İşte bunu bildikçe duygularının kıymetlenmesini diliyorum. Ve o kadın beni hiç yerine koyan, biliyor musun? Biliyor musun üretmeden tüketme rezaletinde zevk duyan cahillerin kıvırmalarını Karşımda sapasağlam ayakta Yaptıklarımı beğenmeyişini Saatler geçerken oraya buraya tıkıştırmalarından Evimin köşe bucaklarının küflendiğini biliyorum. Ve diyorum Ey günahsız mahlûkat çık çık caddeye Elbette girme bir kahveye Kısaca en yakın dükkân ve Pazar Gör bak tükettiklerimizin etiketleri ne yazar Harcamayı bilmezken cebindeki parayı Niye beceriksizliğinle yıkarsın sana dair gönlümde kurduğum sarayı Zor mu az biraz saygılı konuşmak Zor mu beğenmediklerini farklı ifade etmek Sadakati madakati senden yana bıraktım Sen konuştukça ağır sözlerinden bıktım. Sevdalısı da değilim hani birlikte bu yaşamın Ama kör olsun seni sevmiş kölesiyim kalbimin Ekmeği alsan fırından sonracığıma Salçayı makarnayı Ben razıyım pişirmesen de pırasayı Of be Teyyar yine zırvaladın Dön bak otuz yılı aştı alıştın Şikâyetlerin faydasız köpekten yok farkın Bundan sonra da bekleme pekte iyi dönmeyecek çarkın.. |