ASILSIZ İHBAR
ASILSIZ İHBAR
asılsız ihbardı vurulduğumuz kötü haber tez duyulur ya duymuştu analarımız lise son sınıftayken hepimiz toy delikanlılardık güne sağdan mı başlasak soldan mı diye hayaller kurardık revaçta solculuk var biz soldan uyanır daha üç adım gitmeden bir çatışmada vurulurduk yine bir seferinde Ali, Haydar ve Umut kıstırılmış sokak arasında tam da umutlar tükenmek üzereyken haber gelirdi köy kahvesine hadi toparlanın kıstırılmış bizimkiler diyerek hemen kalkardık ayağa neden niçin demeden tereddüt dahi etmeden çıkardık kahveden dağılarak dört bir yana kimimiz sopalarla kimimiz silahlarla dalardık bir kavgaya kimdi neydi niçindi vurulan kim vuran kimdi demeden her darbede inleyen eyvahlarla yine başka bir olay yine siren sesleri zaptiyeler sarmıştı dört yanımızı Ali, Haydar, Umut ve ben alınmıştık içeri artık biz de kodesteydik yan hücrede inleyen kim ana avrat söven kim nihayet gece vakti aylardan mart duyuldu telefon sesi görülmüştü bekçinin köpek dişi gelmişti bize sıra parmaklıklara sürtülerek gelen cop sesleri Allah Allah nidalarıyla polisler düşman üstüne giden savaşçılar gibi geldiler üzstümüze oysa biz üç kişiydik küçümser sırıtışlarla biri hemen atladı şimdi ananızı belledik Ali hemen fırladı anama küfretme ulan Haydar, Umut ve ben karar verdik anında anamıza küfreden şerefsizi getirecektik dize yağız bir kavgadan sonra kafama darbe almış düşmüştüm ben yerlere hatırladığım en son ses Ali’nin haykırışıydı “şerefsizler öldürdü” öldü diye polisler kuytu bir köprü altına kaldırıp da atmışlar baygın yatmışım saatlerce gecenin sabahında tinerci çocuk görmüş haber vermiş millete ve biri de emniyete garibim tinerci diye alınmamış dikkate asılsız ihbar diye Efkan ÖTGÜN |
DİRENMEKTİR YAŞAMAK
Direnmektir yaşamak
Toprak gibi olmalısın
Ezildikçe sertleşmelisin
Seni ezenler sana muhtaç olmalı
Hayatı sende bulmalı
Ölümü sende yaşamalı
ÖMER HAYYAM