YETMEDİSeni unutmak istedim, Kelebeğe bürünüp Halikarnas’ın koynuna süzüldüm. Kara incir koyunun berrak sularında yüzdüm. Barlar sokağının çılgın kalabalığına karıştım. İthal parfüm kokulu hatunların kollarında güya seni yitirecektim. Sarhoş olmak istedim, Martini bardağında yüzen zeytindi gözlerin. Gözlerimi karanlık gökyüzüne kaçırdım, Diskolardan semaya uzanan sarı ışıklardı saçların. Marinanın loş bakışlı yatlarına yöneldim, Istakoz flambenin alevindeydi dudakların. Temmuzun karnavalında yarışan prensesleri seyre daldım, Develere binmiş ecnebi güzellerin yüzündeydi tebessümün. Olmadı, hiçbir şey seni yüreğimden sökmeye yetmedi… Seni hatırlatacak bütün dostlarımdan kaçtım, Gururum şahlandı medeniyetin nimetlerinden vazgeçtim. Güvercinin kanadına binip Çukurova’nın en ücra köyüne süzüldüm. Elektrikten, sudan yoksun bağ evine yatağımı serdim. Şafak sökerken insan pazarında bir traktörün römorka bindim. Güz rüzgarının heybesinde sarı toz ve tezek kokusu vardı. Yabani otlarla savaşa hazırdık darı tarlası yeşilden denizdi, Dirsek temas aralığı düzende elimizde çapalarla cenge başlandı. Toprağa kavuşmadan yüzümde kuruyordu alın terim, Acıyla isteksizce çapayı kavrayan su baloncuklarıyla doluydu avuçlarım Şalvarlı bacıların alaycı bakışlarına kapalıydı gözlerim, Yüreğimdeki acının yanında bu acı anlamsızdı. Geçen yıllar ne seni unutmaya nede yaranın kabuk bağlamasına yetmedi. Tebessümün yalnız bırakmıyordu gözlerimi her yerdeydi Beyaz portakal çiçeklerinin üzerindeki çiğ damlasındaydı Tulumbaya hava aldırmadan telaşla avucuma doldurduğum sudaydı Sessiz gecede gaz lambasının titreyen alevindeydi Olmadı, hiçbir şey seni yüreğimden sökmeye yetmedi… İzzettin AKYAPI |