bir resim tarih ve masal
Sonra sisin rengi oluyorum
kavgacı oluyor balıklar araya giren sığırcık kuşları rengime bulanıyor zaman şehla bakıyor Wan Gogh’un gözlerinde, alaycı bir gülüşle izliyor; Bob Ross ağaçlar arasından geçen bu yolu, bana çizip verdiğinde. Şiir sahip olmadıklarını verir kiminin şiiri kimine düş Sonra saklanmış bir tarihin tozlu sayfalarını aralayıp, şimdiki zaman’ın sultanını devirir krallığını ilan ederim boğazlanmış çocukların. Sular yükselecek ! Zeugma’nın gözlerini bulmalıyım. gitmeden, bu hayatı kurallarıyla oynamayan bir dostun toprağını eşeleyip, piru pak etmeliyim. Sonra bırakıp gerisin geri, huzurla ekerim toprağına... Geride bıraktıklarına sabır olamam artık. İyimserliğimi yitirirmediğim sahnelerde, oyuncu olmamam için diretirler, yetişkin hikayeleri pek masum sayılmaz... Prenses beyaz atlının yolunu gözlerken yedi cüce ve kurbağalar nicedir tedirgin papyon, frak ve kol düğmelerinden uc uca verip bir ’adam’ olmaya çalışırlar Prensini bekleyen güller cadılara dönüştü kırmızı elmanın hikayesi sevilmemiş çocukların heybesinde büyüdü yoksa kötülüğün ne işi olur annemizin mirası; bir ağacın meyvesinde. Bu şiirde engin bilgileriyle bana yol gösteren Şükran Ay’a teşekkür ederim. |
tebrıklerimle