daha demin ihtiyarladı gün geçti bir ömrün kısacık hikayesi tramvaylar dolusu yorgun ses düştü karanlığa karanlık sustu sustu yağmurun şarkısı
sular uyurken kaldırım otelinde asfalt bahçesinden geçiyordu otomobil camekanda unutulmuş gölgeler gerisi uykuya ayrılmış bir yetişkin masalı gece
daha büyümemiş çocuklarda sevgililer gördüm kirlenmiş ellerinde aşk koşuyordular denizin üzerinde bayatlamış havanın gözleri yeni demlenmiş çayın tadına tek şekerdi
hadi bir şiir düşün dedim sonra harfler doldurduğum dilimin kağıdına sürününce kışın soğuk bedeni içimin aralığına geçti ruhumun tırnakları
bir genç kızın eteğinde tozlanmış fotoromandı hayat
son denilen herşey başlangıç gibi bunca kalabalık içinde neden hep yalnız insan onca umuduyla sağılırken kent nasıl olurda arabesk akşamları seçer ruhlar yine zaman düşsüzlük oldu güvercinler sonsuza kapadı kanatlarını martılar damların kırmızı dalına kondu uyandı rüzgar elini, ayağını dağıttı kentin
herkes kendine yıkıntı aslında yaşı, başı ne olduğu önemsiz hayallerde milyarlarca yıllık göçlerin kavimleri insan bu kadar aşksız olur mu dersin aşksız uyanır mı beden çıplak ayak günaydınlar yürür mü sevdasız gözün çapağı yıkanır mı bulanık yalnızlıkla hadi dersin dervişlerin seyyah notları bütün bu hüzün ozanlar yazmış duvarlara istikametleri hadi dersin yolculuğun piri sevgiliyle düşeyim kıyamete kıyamet zehir zemberek yol üstü ağaçlar dallarında saklanmış sarı sıcak yada kar suları belkide yağmur olmassa bilmediklerin herkes rüyasında suç ortağı aşka yolculuğun hayalinde ağır vasıta yarası
biraz önce kırıldı kaburgası zamanın omuriliği eğildi hüzzam dışarının kaç kere iklim öldürdü bunca suret kaç kere dinamitledi hayallerini sokağın karşısında devrik gündüzün sesi seslerin koynunda ninniye yatmış yitik çocuklar dahası yıllanmış şarap gibi unutulmuşluk neden unutur insan neden bilmez kıymetini huzurun her köşe başında yanlış yönlü gidişler gelişlere takılı pişmanlık siyahı anlamadım hiç nasıl olurda kısacık ömrün yıkıntısı bu kadar çok olur olur ya düşlersin hep olanın dışında bir vakti vakitlerden kimselerin uğramadı bir düş düşün kıyısında oturan bir kadın kadının ellerinde patiskadan deniz saçlarına sürülmüş dağların mor şafağı gözlerinde oynayan çocuklar olur ya düşlersin düşlediğin kadar gerçektir gördüğün gördüklerin gülümseten bir hikayedir hikaye resimli bir uzun yazgıdır yazılmıştır yüreğinin pankartlı sevdasına
yavaşça dalıyor bulutlar şimdilik damlalarını saklamış ince, ince yırtılmışken şiir uykusuzluğun yamasıyla onarılmış değişken büyük harfli yalnızlıklar hepimizin küçük harfli anılarına kaçmış daha demin dediğim şimdi hiç olmamış gibi silik silinmiş hepimizin doğru yanları ağlamaya meyilli oldukça dişlerimizi sıka, sıka dağıtmışız kendimizi deki artık kasvetin yalancı mutluluğu insan özünde kasılmış doğum kesikleri dışında gülüş asmış palyaço seyir defteri ben kendime uzaklaşmış yarı baygın şizofren siz kendisini kaybetmiş alçak basınçlı soğuk bir yerde karşılaşır belki bütün kederler tıka basa mutsuzluk yemiş bir sürgün oluruz hepimiz
...
tepe taklak düşer mısralar acısını hissetmeden ölür şiir!!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
KENT HİKAYELERİ YAŞAM NOTLARI şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KENT HİKAYELERİ YAŞAM NOTLARI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
herkes kendine yıkıntı aslında yaşı, başı ne olduğu önemsiz hayallerde milyarlarca yıllık göçlerin kavimleri insan bu kadar aşksız olur mu dersin aşksız uyanır mı beden çıplak ayak günaydınlar yürür mü sevdasız gözün çapağı yıkanır mı bulanık yalnızlıkla hadi dersin dervişlerin seyyah notları bütün bu hüzün ozanlar yazmış duvarlara istikametleri hadi dersin yolculuğun piri sevgiliyle düşeyim kıyamete kıyamet zehir zemberek yol üstü ağaçlar dallarında saklanmış sarı sıcak yada kar suları belkide yağmur ......................................................
en sevdiğim fonlardan biri karşıladı sayfanızda beni
radyo yayınlarımda en çok vuslatla okurdum zamanında şiirleri
Arada bir de acılar uykuya dalsa keşke. Belki soluklanıp geriye kalan günlerde hayatla mücadele etme gücümüz olurdu belki.... Güzelden öte,bir o kadar da içtendi duygular. Gönülden kutlarım.
yaşı, başı ne olduğu önemsiz hayallerde
milyarlarca yıllık göçlerin kavimleri insan
bu kadar aşksız olur mu dersin
aşksız uyanır mı beden
çıplak ayak günaydınlar yürür mü sevdasız
gözün çapağı yıkanır mı bulanık yalnızlıkla
hadi dersin
dervişlerin seyyah notları bütün bu hüzün
ozanlar yazmış duvarlara istikametleri
hadi dersin
yolculuğun piri sevgiliyle düşeyim kıyamete
kıyamet zehir zemberek yol üstü ağaçlar
dallarında saklanmış sarı sıcak
yada kar suları
belkide yağmur
......................................................
en sevdiğim fonlardan biri karşıladı sayfanızda beni
radyo yayınlarımda en çok vuslatla okurdum zamanında şiirleri
şiir beni aldı kundakları ve bir yağmura bıraktı
ıslanıyorum ıslanıyorum şimdi....:(