5
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1843
Okunma
Bir kadavraya kalp nakli yapacaktım, parmaklarımı kesmseydi Babil de Sargon
ikinci babında Ra, ıslık sesinde turuncu molo kül kirpiklerine sıvanırken tam kapında
giriş sayfasına çizilmiş eccinnilerin ilahi oyununda siyah safire ateşle sunulan taştım ben
dedim ki unutma mezarına koy yüzümü, sonra efsunla gelen mesihin büyük annesi annem olur
tırtılların ülkesinde bir rüyaya yatmış yüce kahin´ hangi diyojen kılıcını karnımda unutan
Bir gün daha bitti bu boyutta- häla alacaklıyım tanrılardan
türbülans da anımsadım ateşin ve cehennemin, suyun ve yağmurun
göğün yedinci katında mavi sarmaşığın bir yılanın asaya dönüşen şekliyle
sürgün toprakların mülteci bir şairinin ruh nakliydim ben
Her akşam tabutumu açan bir kadın olsa derdim
meğer gözlerime dolan karınca tozundan- nizamı niyaz kırık terazisinde
13 gram daha hafifmiş çıplaklığım
Şimdi araz bir boşlukta çıplak sayıklamalarla kimi aradığımı sordum da Ate’ye
boğazından kesilmiş şehadedtler geçti zemininde türbülanslı beyinomirilik eksikliği
dedim ki doğurmayın, toprak yiyerek büyümez çocuklar güldüler son eskiler
çapraz büyüdü ekseninde ölüm denen kibirli zihni mord
dedim ki her ağaç seni öptüğüm kadar kutsaldır den de gül’dün...
Aslın da alışkanlıklarımız olmasa bana benzesiniz hepiniz
her göçün sonunda kendimize çıkarız ihtimal. Korkunun çatlak heykeline melankoli yağarken
tüm masalllarda biraz şizofren takılırız gene çıplak ve megaloman
derimizin altındaki filozof kurtucuklardan kaşınarak uyanır
sonra öldürürüz bir birimizi masum kibirli ve mutasıp
Şimdi kutsuyorum hepimizi
Bir nevi anti hümanistçe çekiyorum kökünüzü topraktan
Nima’yı yı tersinden okuduğunuz da
anlarsınız beni...
CC_
5.0
100% (15)