Mutluluğun Karesinde Poz VerirkenDüşüncelerim zihnimin efendisidir Bilinmeyene doğru yelken açarken Dilimde dua Kibir sarhoşu duygularım Kırılganlık cümleleri içinde perişan Kırılmış dala yaprak olan düşlerim taptaze Yarınların şehrine selam verirken bakışlarım Yarınları bırakanları lanetlerken Yarının elinden tutarak Uykusuz yarınlara uyku olmanın derdinde Yarınlara kör kuyu kazılan kuyuları örten düşüncelerim Yarınların gülüşüne gülüş olurken Düşüncelerim yine zihnimin efendisidir Umut verirken umutsuzluğu silen Doğru sözlülük varken yalanı öldüren sözlerim Sevda denizine daldım tüm düşüncelerimle Çıktığım bu seferde kucakladım Tüm yarınsız yarınları Gülen düşüncelerimin harmanında Kafile kafile çekilen çileyi yıkadım leyla’nın tertemiz kalbi ile Mecnunu buldum tertemiz çilenin kalbinde aşkı bulan Aşkı için çöllerde mecnun olan Leyla’nın düşlerini buldum Durgun akan su misali Leyla’nın kokusu ile kokulanan Yedi dağda açan çiçek olan mecnunun kalbinde Leyla’yı buldum Aldım acısını taç yaptım gönlüme Yedi veren gül misali açtı önümde Bakışlarımız yüreğimiz de umut oldu Zamansız gezinen ayrılıkların ellerine güller verdik Ayrılık kokmasın diye Hasret rüzgârlarına şiirler okuduk Şiir gözlü leyla olsunlar aşk koksunlar diye Nefreti sildik tüm lügatlerde ayrılığın kapısı açılmasın Tüm gönüller sevgi ile gülümsesin diye verdik hediye Çölde gezinen hıçkırıkları attık sevda denizinde gökyüzüne Başlara taç diye takılmasın Gönülleri alev alev dağlanmasın Ayrılığın kapısına koşmasın diye Ayrılık olan dağlar çekildi aradan Mutluluğun karesinde poz verirken Filmin Arap pozunda sabrımı ağlıyor buldum Asıl film yanmıştı bizimle beraber sevda denizinde Aşkın sahilinde Geride ne ben ne Leyla nede mecnun kalmıştı Geriye sadece aşk kalmıştı gülümseyen gülümseten Gülümserken ağlatılan Sevgi ile sararken kolları kırılan İhanet ile gülüşlerinde nefret kokanların yüreğinde Ezilmeyen aşk kaldı geride Mehmet Aluç |