Yasin'misin Sevdiğim?
Kim tuttu ellerinden?
Kader mi yoksa keder mi? Gittin mi? Yastığım felaket şimdi Uykularım sınır teli Yırtıldın mı? Kıyamete dek ayrıldık; iki peygamber gibi Kovulmuş kavimlerinden Yıldın mı ? Mızraklarının ucuna cenazelerini takmış insanlar "Hüküm Allah’ındır" diye bağırıyorlar. Yasin’ misin sevdiğim? Senden uzaklarda öyle yaşlandım ki Gelinliğini giydim saçlarıma Evlendin mi? Kağıt – Makas – Taş uzat elini Kağıt taşı sarar; Taş makası kırar! Taş mısın? Gözlerim yerin kaç kat altı Zifir, rutubet ve sadece nefesin! “Sesimi duyan var mı?” “Kurtar Allah’ım beni, bu aşkın kederinden!” Bak şarkımızı söylüyorlar: Dinler misin? Uzak bir ülkedesin; ürkek, yılgın ama vakur. Gelsem sokağına halsiz; dayasam kapına ağrıyan başımı Evde misin? Yıllar nasıl koşuyor; küsüp, gittiğin yüzünde Alnındaki çizgilere kış gelmiş, saçlarına ayaz değmiş. Üşüyor musun? Aynalar, aynalar, aynalar... Hangisine baksam gözlerimde gözlerin Ağlıyor musun? Gökyüzüne bağır bağır susan bir adamım Gözlerindeki gök yüzünün yetimi benim. Sen de öksüz müsün? Kız bana ama meçhule bırakma Meçhul soğuk, garip, seferî Senin olduğun her yer neresidir? Aldığım nefes ve taşıdığım emanet Sahibi belli. Bir gün elbet isteyecek. Son nefesimsin; biliyorsun değil mi? Sana kötülüklerden uzak bir hayat dilerim Çocukların olsun; saçlarınla oynasınlar Güzellikler seninle olsun; her daim; e mi, sevdiğim? Kayıpkentli Ekim 2014 İstanbul. |