Hû, sana diyorum-Sen- Başı sonu, belli olmayan; Kayıp bir coğrafya’sın gözümde. Güneşe hasret, bir gölgesin yüzümde. Ve düşe kalka yürüdüğüm, daima yönümü kaybettiğim, bir patika’sın ömrümde! -Sen- Taşlarını söküp, kafana attığım; Irzına geçilmiş, kirletilmiş, onlarca şehir Bir kadının bile yürümeye korktuğu, izbe bir sokak Ve sana doğurdukça öldürdüğün, çocuksun rahmim de! -Hey sen- Göğsünün ucuna, kıvrılıp yatmak; Çatlamış toprağına, su olmak istediğim adam! Evet evet, sana diyorum. Duyuyor musun beni? İnan yoruldum, ten’den tene, kalpten kalbe dolaşmaya! -Durulmaktır niyetim- İzin var mıdır? Kirlenmiş tenimin; Ahlaksız, uçkuru bozuk nefsimin Yedi renk gök kuşağı cennetinde, temizlenmesine? Hû, sana diyorum... 10.11.2014 Adnan Bilgiç |