GÖNÜL KUŞUM NER’DESİN
Ey Cânân’ım şunu bil, seni eller sardıkça!
Stresten saçım yoldum, gönül kuşum ner’desin? Leylâ, Leylâ diyerek hep dolaştım çöllerde! Aşkınla deli oldum, gönül kuşum ner’desin? Âşıkları bilirim, kim âşıksa gözünden Gerçek seven odur ki; yâre bağlı özünden Bu dert öyle bir dert ki; senin aşkın yüzünden Daha açmadan soldum, gönül kuşum ner’desin? Kulağın kuma koyup sesimi dinler diye Dertli bir kamış gibi durmadan inler diye Yâr aklına düştükçe kulağı çınlar diye Hüthütle selâm saldım, gönül kuşum ner’desin?(*) Aşkımızın destanı dillerde dolaşırken Bestelenmiş bir hâlde tellerde dolaşırken Kaktüsler arasında çöllerde dolaşırken Ayak izini buldum, gönül kuşum ner’desin? Ocağa incir diktim vuslata ermeyince Her çileyi ben çektim vuslata ermeyince Kendime kurşun sıktım vuslata ermeyince Daha ölmeden öldüm, gönül kuşum ner’desin? Belki gelirsin diye ne dilekler tutmuştum Gönlümü kundak yapıp göğsümde uyutmuştum Kara; sevdâ yüzünden gülmeyi unutmuştum Senin sâyende güldüm, gönül kuşum ner’desin…? Ben sensiz yaşayamam, gönül Gül’üm ner’desin…?!!! 06/11/’14 Hanifi KARA (*) Hüthüt: Hz. Süleyman’la, Belkız’ın sarayı arasında mektup götürüp getiren kuş... |
bu dizeyi özellikle çooook beğendim. harika bir şiirdi.
tebriklerimle..
ÇİÇEK. tarafından 11/7/2014 8:32:46 AM zamanında düzenlenmiştir.