YANLIŞTAN DOĞRUYA...
İçime donuk, renksiz düşünceler yağarken
Aydınlık kopan güne, kasvetleri yığarken Saati inkâr eden, isyan doğdu içime Ben şimdi ağlıyordum, işlediğim suçuma Tat vermeyen dilimle, bir yıldızı isterken İçimdeki güneşi yakalamak isterken Sarmıştı yüreğimi, bir kedi hırçınlığı Yakalamıştı birden, bir fikrin sargınlığı Çılgın köpükler bile, hiç üstüme gelmezken Bir poyraz telaşında, deniz dahi delmezken Kalbimi saran fikrim, üstüme geliyordu Zamandan zaman çalıp, beni hep eliyordu Süzülen gözyaşımla, ağlıyordum dermansız Bir fikrin nöbetinde, kalıyordum ummansız İçimdeki tutkular, perdemi örtüyorken Hırçınlaşan bu fikir, inatla dürtüyorken Yanlışımdan doğruya, akan sesle uyandım Uçuşan hülyalarla, yıldızlara boyandım Bir gülü sağmak için, Rabbim izin verince Donmuştu o fikrim, zemheriye girince Ey Rabbim, ulu Rabbim! Aldın yalnızlığımı Bu verdiğin lütufla, yardın ıssızlığımı Saatlerce içimi boğan fikri yaşadım Hakk’ın inayetiyle, şimdi zikri yaşadım Varlığımın güneşi, yanan gemiye bindi Kızıl alev içinde, kalbim ışığa indi O ışıktı yolumda, şiirimi şiir yapan Boğulduğum bir anda, kalbime tesir yapan Amacım değildi hiç, bir fikirle sürtüşmek Mefkûrem olamazdı, yalanlarla örtüşmek Boğuştuğum bu fikir, karanlıklı ziyâydı Dudağımdaki zikir, bilseniz ne deryaydı Önümdeki günlerde, bir aha akmayacağım Beni tüketen dilimle, bir vaha bakmayacağım |