Kİ ASLINDA HAYAT' SEVMEK YETMİYOR' DİYE BİLDİĞİMİZ KADAR GERÇEKTİR POLYANNABirazdan uzun boylu bir şiiri imge mezarlığına gömeceğim, dar bir kapıdan geçirip kenti masalcı, sokağın nabzını durdur heykelin gözlerinde uyuyan karıncalara su ver sonra kavmini buzul bir çağda unutan feodal kitabelerde kadim simyacı P’ Coelho suda seken şiirlere götür beni ki solan bir güz kapıda kalmasın sarı benizli im eli siyah bir tual’e beyaz safiri çiz, bozulan eterin epidermi ağlayışında nü gece duygusu ekmeğime bölüp emekle kendi kendime eylülden ekime mor giyinen martıların erkenden beyazlarsa çığlıkları unutma ki su perisi üç perdelik oyunda kötülük perdahlamış felsefecisine spermlerden doğan tüm yengeçler karmaşaydı eksenine kalbi açıktayken yanardağ ağzında tüm lavlara gül bütün dağların künyesinde rüzgar yer çekimili siyah bulutlu uçurumların elleri firari şerh im Erguvan hüznüyle boyanır ucu yanık kaderler kuzgunların çölünde gönderiyorum kuşları cesetimin krokisine yedi afrika ülkesi büyücü, gömülmüş kuzeyime hüü ma kayıp şehrimin kahinleri ve atlantis nefesimde yaşam çalan insanlar şimdi hayata ad verme zamanı ölüme mahkum olmuş galileo önce verseydin döngüsünü dünya eğilmezdi belki celladın küflü yüzüne diye hiç yıkılmayan bir yanı aşk olan bir yanı sevda bilesinki son Eşkiyayım B E N Artık kapımı çalmasa da hiç bir peygamber her mesih unutsa da açık adresimi bütün kitapların dip notlarına adımı koysa da Thales bilinir ki Sokrates zehri sabit- italik mezar taşı Alfabeme en soylu kralı iç ülkemin Çıplaklar beş gram daha hafif, sadece ölümüşlerin bileceği ateş sunağında çözülen im hotep kırık asalı yılan tarot Suretlerinize gülümseyerek bakacağım eğilmeyin bir Anka daha gitmesin diyedir mitolojiye Belki tanrılar getirir gümüşten kuşları Göğün mavi püskülleriyle oynarken İner bakar bir zambak incelir sonra beş yapraklı yonca sonra Ate gelir günahla sevişiriz cehennemde eskiriz sonra eksilirizzzz tükeniriz Polyanna ... CC_ |
..
Bizi kandırdılar dostum , binlerce yıldır , tapınmanın ateşine atıp durdular. Ve mutluluk denilen laneti yapıştırdılar alnımızın tam ortasına. Ah o kadim çocukluğum.. Bilsem ki bir ömür boyu tokat yiyeceğim annemden , altıma işedim diye , yine çocuk olmayı tercih ederim çocuk olmayı. Duygusuzluğun , hiç bir şeyi kafaya takmamışlığın derin hazzını derinden yaşamak. İşte bu!
Bizi kandırdılar dostum , sevmek adına inanmak diye diretip önce , ama her seferinde inanan gibi ete kemiğe bürünmüş başka birine inanmaya! Kan emici bir vampire. Ve de işin trajikomik yanıdır ki ; vampir diye bir şey yok iken. İyi ki şu Böyle Buyurdu Zerdüşt denilen gerçeği birileri kafamıza vura vura gözümüze soka soka öğretti bize de anladık bir şeyleri geç de olsa. Sevmenin temelinin insanın kendisinde başladığını..
Demem o ki dost ; ne Polyanna'nın suçuydu olan biten , ne Sodom'un ne Nietzsche'nin.. Lanet olası insanlıktan başka bir şey değildi her şeyin sorumlusu..
Siz beni anlıyorsunuz dostum. Ki bu şiirdir benim bir düşlemem de. Ah Stefano E.D'anna ; öyle bir zamanda ölüp gittin ki , senin yerinde olmayı ne çok isterdim. O 'Tanrılar Okulu' isimli , her bir satırı bütün dağlara kaza kaza yazılması gereken baş yapıt , ne diyordu Dreamer ; 'Hayat düşlediğin gibidir!'.. Kim düşlediyse bu hayatı ya da bizim düşlerimizi kim çalıp kalanını bir beyaz duvar gibi karşımıza mutluluk denilen laneti çıkardıysa, onun da canı sağ olsun.
Biz ki ; mutluluk peşinden koşarken o an'ın tadını çıkaranın inancına Anarşizm dedik , kendi inancının peşinden koşarken bir başkasının inancına dokunmayana Ruhsuz dedik , puta tapmayı red edip kendi içindeki inanca boyun eğene Ateist dedik.. Tanrı bize ne yapsa azdır. Ki o Tanrı'dır bize kullanmayı beceremediğimiz aklı veren.
Şiirden uzaklaştı isem af ola.. Ama söylemek istediklerimi o kadar iyi anlatmış ki ; hazır söylemek istediklerimi anlayan birini bulmuşken çenem düştü işe :)
Tamam tamam biti. :)
Kaleminize sağlık :)
Kaleminiz hiç susmasın.
Saygılarımla..