ÖDÜNÇ- MUTANTTanrının ne denli iyi olduğunu anlatacağım sana bir olsan- olsan ve bilsen, örneğin her putperest gibi sevmektir kuşku, masalındaki ejderhayı ki bir bilsen, ateşi çalan ikarusun ağzında patlayan, yanan dağın eteğinde kimsesiz uçurum devlerin kargımla kardeş olduğunu, kimse anlamasın diye isimsiz mağra resimlerini çizenin ben olduğunu.. Tanrının ne denli güzel olduğunu anlatacağım sana bir sevsen- dışında kaldığın her ayinin bir mutant, zerdüşe başakaldıran inat her kuzgun dönenencesinde göz hizasında saklanan bıçak ödemsiz hüzün sakıncalı aşk.. sonra geri dönüşümlü toprak, örtünün üstümüze üşürken serildiği.. Tanrının ne kadar yakın olduğunu anlatcağım sana bir bilsen elinin sıcaklığı alnına uzaklığı kadar somut sen diye birinin olmadığını anlatacağım kendime, kuşkulu hiç bir şeyin herşeyiden türetilidiği sonra bölündüğü tanrı parçacıcıklarına aslının aslında taklitinden daha sonra büründüğü cisme hacmi sıfır olan her varlığın sonzuz acıya eşit.. Tanrının ne kadar fakir olduğunu anlatacağım sana bir sorsan herşeyin hiç birşeyine dokunmadan öyle yalnız herkes için hepimize verdiği ruhların ne kadar yoksul olduğnu çünkü çıplak, çünkü kendi kötülüğümüze ortak ettiğimizden muzdarip Tanırnın seni ne çok sevdiğini anlatacağım sana bir gelsen sana bağışlanan göğün, sonra kozmosun arka palan tasarımıyla adına yazılan tüm şiirlerin kutsal bir kitap halinde her gece ıssız bir kalbe indiğini şimdi tüm yeryüzü senin yüzünsuyu hürmetine.. .. Tanrının seni ne çok sevdiğini bir bil’sen ----- CC_ |
Tanrının beni nasil sevdigini bir bilsem