SON NOKTA
Az önce
Tum kadehleri vurdum dudak payindan Aldırmadan üstündeki anason kokusuna Yokluğunu sarındım berduş sabahın ardindan Acından ölen martıların anısına ... Yazmıyorum kanayan ellerimi kirletmemek için Kalbini üç otuza satan sevgili ! Yazmıyorum üstümüze örtünen bu kirli iklimi Ezberimde bir ses Tınısı kulağımda sağır edene kadar susan Uzandıkça soğuk koynunda yatağın Kusuyor üstüme yalnızlık Hiç tanımadığım bir notada giderken ayak seslerin Hiçbirşey zor değil Karanlığı emen bir odada Kendi cesedini beklemek kadar Gölgesi olmayan ne varsa Boş bir bavula sığınmada Oğul veren acılarımı ölüm emziriyor ellerin niyetine Senin ellerin el elinde ziyan Selasına irkildigin bu aşk yalnız birimize ızdırap Bir ben kaldı arkanda kulak tıkadığın aşktan Gözyaşlarıyla kendini yakan Acırsam sol yanında, öptür birine geçsin İdareli harca o gamsız hayatını Bir virgül koy kirlettiğin satırlarıma Birgün doneceksin bir hecenin en titrek saati Er kişi niyetine , Ödedim yalnızlığın diyetini Üstü yattığın kalbe kalsın ... |
Eserinin son bölümü her hattı ile herşeyi anlatıyor bir insan ömründe.. Ömür dediğin ne dir ki der gibi belki. Bakınca insan uzaklaşarak geçmişine gününe, anlıyor herşeyin çoktan paylaşıldığını.. Neyi hakedersek değil de neye en çok dayanabilirsek onu yaşıyoruz açıkcası..
Becerinin sınırı yok
Harika demiycem bu eserine, Çünkü çok değişik ve anlatılmaz olmuş..
Tekrar tebrik ederim zihnini ve ruhunu...
Saygılarımla
İsmail Yılmaz