Kırmızının** Bayramı** var git Eylül
erdû âzmân sîye nâxûyakırın bîrîye ,pelîqe hâwîne gederâ gewrû târi qûrbete
yer gök sîse kesmiş bileti yaza kadar sis dumam bu gurbetin kâderi bu bayram güneşin yine kırık eğri bacağı giymiş griden halloween elbisesini çikolata konfeti yağdırsada karnavalda gurbeti çuvala koyup maine nehrine atasım var üstüne kan kusup kızılcık şerbeti içesim var çiseler yağmur kuşağının gri tûwalına akreple yelkovan boşa sarmış zamanı kelebeğın son dûasına pusmuş zaman darmadağın yorgunum ben dağların talazıydı beni futursuzca atan gurbetin karanlık şâfâğına bahçemdeki asmanın bâlazına takıldı gelmedi gülüşlerim son kelebek yamalı güneşin koynunda bekler durmuş zaman çocuktum dört gözle beklerdim kırmızı kadife elbiseyi giymeyi giyince içinde prensese dönerdim sadece bayramlarda giyerdim ki büyümek istemezdim keşmekeş yalan dünyaya pervaneyim şimdi yanan mumun âlazında ******/bayram****** sonrası annem katlar bohçaya koyardı annesi yollamıştı Istanbuldan torununa o elbiseyi bohçada kutsamıştı bîr perî kirlenmezdi her bayram pırıl pırıldı bende çok temizdim çoook annem anlatmıştı dûa etmişim Allahım ne olur yağmur yağsın kirli çocukların yüzü de yıkansın diye evcilik oyunlarım hep çeşme başında karanlıkta aynadaki parlak yüzümden korktuğumu bilirim ayağıma yapışan siyah sülükte suya olan âşkımı vazgeçirmedi ******/eylül yaptı bana son vedasını maziye uçurdu tayyarenin pır pırında açılsa beyaz bohça **perî**aşkina giysem kadîfe elbiseyi bu **bayram** git eylül şairler seni çok yazdı bu eylül pâr pâr parladın altın sarıya kesti güzün yüzün git memlekette yer allar bağlar kırmızıya bakar mavi göğün kuşağı eylül sevgili şairlerin büyülü kalemleriyle kelamını turnanın kanadına **bayramda**yaz yolla bir tutam sarı perçemini güneşe sür yolla kırmızının **bayramı**var eylül .. ***nur*** 1/10/2014 |