SAHİBİNDEN CÜZZAMLI BİR ŞİİRMisafir et beni gülüşünün kıyısına kirpiklerinin gölgesine düşen sürgün bir ay olayım bulutları kırdım dün akşam rüzgarın ellerini tut sol göğsünde çok parçalı uçurumlardan- avuçlarına düşen Apokaliptika çığlığı olayım Sıkı tut soluğunu- henüz ricat etim düşkörü cesetimi unuttum kenti buz tutmuş gecelerden ruhumun tözüne sanrılar salınmış öldür beni cehennemde türben olayım Misafir et beni sesine’ nefesinle bozarken bütün kurguları bana en yakın yerde dur mesela sende kuş seslerine karışan gül figürleri Eylülde her öpüşme pusludur fırtına eteğini havalandırırsa ruhunun nerden bilinir kaç devrik bakışındadır nü seyirleri Asmalı dudak izlerini beşinci duvara her taşa her kağıda yazmalı İzafeten yasaklı renginde bayat yer yüzünün parmak izlerini her dokunuşunda sana yasaklamalı Ne zaman acıya yaslansam uzak bir pencereden Tehlike, Aşktır diye bakamam Sabah dünyadan erken uyanan ve siyah giyinen martılar da bilir sesiz bir zaman krılmasında kötülük sana bu şiir agzının kıyısında yedi gamze açsa da hüzünden doğan tüm aşklar zanlıdır Kalbin açıkta ve yanardağ ağzında düş geziciler Coelhoya kızgın ve ben Lorcanın unuttuğu cümlede sana eylül desem... Kurgusunda evrimin yüzündür belki gözlerinde kanayan bir hayat Tanığın gerek bir vahi kitabına mürekkep ... CC_ |
hep bulmak istiyor insan bıraktığı yerde
belki hızlı alışmak belki fazla varsaymak..
kendine bandırdığın divitle kötülüğü ilk alnına yazmıştın
ve
hüzün aşkın çocuğu olmalı.!