kutsal bakire ...ışıksız dünyanın kör noktası belki de freni boşalmış bir hayatın emniyet kemerisin kayıp kentin serseri votkası bir kadeh daha dök uzanalım başkentin son baharına iç savaşlar kapılarını kitlemiş çatışmaların sürdüğü organların imdadı niye isyan edişim kendime inan Tanrının adı geçmiyor kuru sıkıyorum kurşunları topuk sesin çiviliyor yerime kör de olsam sağır değilim kumral gidişin hikayesi okunuyor kulağıma adımı veren babamın ölü sesi gibi duygusuz ve soğuk parmak uçlarını emzir anamın ak sütü sayarım kim bilir imana gelir ödeşiriz aşkla kırmızı elbiseni bırak ilk gecenin saten şahidi hediye edilmiş duyguların fütursuz ezberi sema ağlama geri dönecek kutsal bakire imlasız şiirin kafiyesi şehrin küfürlü hırsızı kırıyorum kalemi dön noktası kurumadan ... lamour |
Yani ne denir bilmem şimdi evet kalemin farklı bunu biliyordum ama sanki sen gitmiş başkası gelmiş
hoşgeldin